Dolayı: İngilizce ve Türkçe Anlamı
“Dolayı” kelimesi, Türkçe’de “nedeniyle”, “sebebiyle” veya “yüzünden” anlamlarına gelen bir zarftır. İngilizce’de ise “because of”, “due to” veya “owing to” ifadeleriyle karşılanır.
“Dolayı” kelimesi, genellikle bir cümlede neden-sonuç ilişkisini belirtmek için kullanılır. Örneğin:
- Yağmur yağdığı dolayısıyla dışarı çıkamadık.
- Hastalığı dolayısıyla işe gidemedi.
- Kazası dolayısıyla bacağı kırıldı.
“Dolayı” kelimesi, bazen de bir cümlede açıklama yapmak için kullanılır. Örneğin:
- Bu kitabı okuduğum dolayısıyla konuya hakimim.
- Bu filmi izlediğim dolayısıyla oyuncuları tanıyorum.
- Bu şarkıyı dinlediğim dolayısıyla sözlerini biliyorum.
“Dolayı” kelimesi, Türkçede çok sık kullanılan bir kelimedir. İngilizce’de ise, “because of”, “due to” veya “owing to” ifadeleri daha yaygın olarak kullanılır. Ancak, “dolayı” kelimesi de İngilizce’de kullanılabilir.
Dolayı: İngilizce ve Türkçe Örnek Cümleler
- Because of the rain, we couldn’t go outside. (Yağmur yağdığı dolayısıyla dışarı çıkamadık.)
- Due to his illness, he couldn’t go to work. (Hastalığı dolayısıyla işe gidemedi.)
- Owing to his accident, his leg was broken. (Kazası dolayısıyla bacağı kırıldı.)
- I know the subject matter because I read the book. (Bu kitabı okuduğum dolayısıyla konuya hakimim.)
- I know the actors because I watched the movie. (Bu filmi izlediğim dolayısıyla oyuncuları tanıyorum.)
- I know the lyrics because I listened to the song. (Bu şarkıyı dinlediğim dolayısıyla sözlerini biliyorum.)
Dolayı: İngilizce ve Türkçe Çeviri
“Dolayı” kelimesini İngilizce’ye çevirmek için, “because of”, “due to” veya “owing to” ifadelerini kullanabilirsiniz. Ancak, “dolayı” kelimesi de İngilizce’de kullanılabilir.
“Dolayı” kelimesini Türkçe’ye çevirmek için ise, “nedeniyle”, “sebebiyle” veya “yüzünden” ifadelerini kullanabilirsiniz.
Dolayı: İngilizce ve Türkçe Sözlük
“Dolayı” kelimesinin İngilizce ve Türkçe anlamlarını ve örnek cümlelerini aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz.
| İngilizce | Türkçe | Örnek Cümle |
|—|—|—|
| because of | dolayısıyla | Yağmur yağdığı dolayısıyla dışarı çıkamadık. |
| due to | dolayısıyla | Hastalığı dolayısıyla işe gidemedi. |
| owing to | dolayısıyla | Kazası dolayısıyla bacağı kırıldı. |
| dolayısıyla | nedeniyle | Bu kitabı okuduğum dolayısıyla konuya hakimim. |
| dolayısıyla | sebebiyle | Bu filmi izlediğim dolayısıyla oyuncuları tanıyorum. |
| dolayısıyla | yüzünden | Bu şarkıyı dinlediğim dolayısıyla sözlerini biliyorum. |