Suçluluk
Suçluluk, bir kişinin bir suç işlediğine veya bir suça katkıda bulunduğuna inanması ve bunun sonucunda pişmanlık, utanç veya endişe hissetmesidir. Suçluluk, ahlaki veya etik değerlerin ihlal edilmesiyle ortaya çıkan bir duygudur.
Suçluluk, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Bir suç işlemek
- Bir suça katkıda bulunmak
- Bir suçun mağduruna zarar vermek
- Bir suçun tanığı olmak
- Bir suçun örtbas edilmesine yardımcı olmak
Suçluluk, kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Suçluluk hisseden kişiler, kaygı, depresyon, uykusuzluk, iştahsızlık, sindirim sorunları ve kalp çarpıntısı gibi semptomlar yaşayabilirler. Suçluluk, kişinin sosyal ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Suçluluk hisseden kişiler, kendilerini suçlu hissettikleri kişilerden uzaklaşabilirler veya sosyal aktivitelere katılmaktan kaçınabilirler.
Suçluluk, tedavi edilebilen bir duygudur. Suçluluk hisseden kişiler, bir terapistten veya psikologdan yardım alabilirler. Terapist veya psikolog, suçluluğun nedenlerini belirlemeye ve kişiye suçluluk duygusuyla başa çıkma stratejileri öğretmeye yardımcı olabilir.
Suçluluk İle İlgili İngilizce ve Türkçe Örnek Cümleler
- I felt guilty about lying to my parents. (Ebeveynlerime yalan söylediğim için suçlu hissettim.)
- She was wracked with guilt over her role in the accident. (Kazadaki rolü nedeniyle suçluluk duygusuyla boğuşuyordu.)
- The guilt of his crime haunted him for years. (Suçunun suçluluğu onu yıllarca rahatsız etti.)
- He couldn’t live with the guilt of knowing that he had caused someone’s death. (Birinin ölümüne neden olduğunu bilmenin suçluluğuyla yaşayamazdı.)
- The guilt of her past mistakes weighed heavily on her mind. (Geçmişteki hatalarının suçluluğu zihninde ağır bir yük oluşturuyordu.)
Suçluluk İle İlgili İngilizce ve Türkçe Deyimler
- A guilty conscience needs no accuser. (Suçlu vicdanın suçlayıcıya ihtiyacı yoktur.)
- Guilt is a heavy burden to carry. (Suçluluk, taşınması zor bir yüktür.)
- The truth will out. (Gerçek ortaya çıkacaktır.)
- You can’t run away from your guilt. (Suçluluğundan kaçamazsın.)
- A clear conscience is a soft pillow. (Temiz bir vicdan yumuşak bir yastıktır.)