intensive

Intensive: Yoğun, Kapsamlı, Ayrıntılı

İngilizce Anlamı:

  1. (sıfat) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak gerektiren.
  2. (sıfat) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim sağlayan.
  3. (sıfat) Çok ayrıntılı veya kapsamlı.
  4. (sıfat) Çok yoğun veya güçlü.
  5. (sıfat) Çok fazla ilgi veya dikkat gerektiren.
  6. (sıfat) Çok fazla emek veya çaba gerektiren.
  7. (sıfat) Çok fazla zaman veya kaynak gerektiren.
  8. (sıfat) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon gerektiren.
  9. (sıfat) Çok fazla bilgi veya deneyim gerektiren.
  10. (sıfat) Çok fazla beceri veya yetenek gerektiren.

Türkçe Anlamı:

  1. (sıfat) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak gerektiren.
  2. (sıfat) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim sağlayan.
  3. (sıfat) Çok ayrıntılı veya kapsamlı.
  4. (sıfat) Çok yoğun veya güçlü.
  5. (sıfat) Çok fazla ilgi veya dikkat gerektiren.
  6. (sıfat) Çok fazla emek veya çaba gerektiren.
  7. (sıfat) Çok fazla zaman veya kaynak gerektiren.
  8. (sıfat) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon gerektiren.
  9. (sıfat) Çok fazla bilgi veya deneyim gerektiren.
  10. (sıfat) Çok fazla beceri veya yetenek gerektiren.

Örnekler:

  • The intensive care unit is for patients who need constant medical attention. (Yoğun bakım ünitesi, sürekli tıbbi bakıma ihtiyaç duyan hastalar içindir.)
  • The intensive language course will help you learn the language quickly. (Yoğun dil kursu, dili hızlı bir şekilde öğrenmenize yardımcı olacaktır.)
  • The intensive research project will take several years to complete. (Yoğun araştırma projesinin tamamlanması birkaç yıl sürecek.)
  • The intensive training program will prepare you for the job. (Yoğun eğitim programı sizi işe hazırlayacaktır.)
  • The intensive marketing campaign will help increase sales. (Yoğun pazarlama kampanyası satışların artmasına yardımcı olacaktır.)

Intensive: Yoğun, Kapsamlı, Ayrıntılı

İngilizce Anlamı:

  1. (zarf) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak kullanarak.
  2. (zarf) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
  3. (zarf) Çok ayrıntılı veya kapsamlı bir şekilde.
  4. (zarf) Çok yoğun veya güçlü bir şekilde.
  5. (zarf) Çok fazla ilgi veya dikkat göstererek.
  6. (zarf) Çok fazla emek veya çaba göstererek.
  7. (zarf) Çok fazla zaman veya kaynak kullanarak.
  8. (zarf) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon göstererek.
  9. (zarf) Çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
  10. (zarf) Çok fazla beceri veya yetenek kullanarak.

Türkçe Anlamı:

  1. (zarf) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak kullanarak.
  2. (zarf) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
  3. (zarf) Çok ayrıntılı veya kapsamlı bir şekilde.
  4. (zarf) Çok yoğun veya güçlü bir şekilde.
  5. (zarf) Çok fazla ilgi veya dikkat göstererek.
  6. (zarf) Çok fazla emek veya çaba göstererek.
  7. (zarf) Çok fazla zaman veya kaynak kullanarak.
  8. (zarf) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon göstererek.
  9. (zarf) Çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
  10. (zarf) Çok fazla beceri veya yetenek kullanarak.

Örnekler:

  • The students studied intensively for the exam. (Öğrenciler sınav için yoğun bir şekilde çalıştılar.)
  • The company is investing intensively in research and development. (Şirket, araştırma ve geliştirmeye yoğun bir şekilde yatırım yapıyor.)
  • The government is working intensively to reduce poverty. (Hükümet, yoksulluğu azaltmak için yoğun bir şekilde çalışıyor.)
  • The athlete trained intensively for the competition. (Sporcu, yarışma için yoğun bir şekilde antrenman yaptı.)
  • The artist worked intensively on the painting. (Sanatçı, resim üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı.)

Yayımlandı

kategorisi