jaded

Jaded: Anlamı ve Kullanımı

İngilizce Anlamı:

  • Bıkmış, usanmış, bıkkınlık gelmiş
  • Duyarsızlaşmış, hissizleşmiş
  • Aşırı deneyim veya maruziyet nedeniyle ilgisini veya heyecanını kaybetmiş
  • Artık eskisi kadar zevk almayan veya heyecanlanmayan

Türkçe Anlamı:

  • Bıkkın, usanmış, bıkkınlık gelmiş
  • Duyarsızlaşmış, hissizleşmiş
  • Aşırı deneyim veya maruziyet nedeniyle ilgisini veya heyecanını kaybetmiş
  • Artık eskisi kadar zevk almayan veya heyecanlanmayan

Örnek Cümleler:

  • I’m jaded with my job. (İşime bıktım.)
  • She’s jaded after years of working in the same office. (Aynı ofiste yıllarca çalıştıktan sonra bıktı.)
  • He’s jaded with the whole dating scene. (Tüm flört sahnesinden bıktı.)
  • I’m jaded with all the negative news. (Tüm olumsuz haberlerden bıktım.)

Jaded Kelimesinin Kökeni ve Tarihi:

Jaded kelimesi, 16. yüzyılda Fransızca “jade” kelimesinden türemiştir. Jade kelimesi ise, 13. yüzyılda İspanyolca “piedra de ijada” (böbrek taşı) kelimesinden türemiştir. Piedra de ijada kelimesi, Latince “lapis nephriticus” (böbrek taşı) kelimesinden türemiştir. Lapis nephriticus kelimesi ise, Yunanca “nephros” (böbrek) ve “lithos” (taş) kelimelerinden türemiştir.

Jaded Kelimesinin Kullanım Alanları:

Jaded kelimesi, günlük konuşmada, edebiyatta, gazetecilikte ve akademik yazılarda yaygın olarak kullanılır.

Jaded Kelimesinin Eş Anlamlıları:

  • Bored (sıkılmış)
  • Weary (yorgun)
  • Tired (yorgun)
  • Exhausted (tükenmiş)
  • Fed up (bıkmış)
  • Sick and tired (bıkmış ve yorulmuş)

Jaded Kelimesinin Zıt Anlamlıları:

  • Excited (heyecanlı)
  • Enthusiastic (coşkulu)
  • Eager (hevesli)
  • Keen (hevesli)
  • Interested (ilgili)
  • Passionate (tutkulu)

Jaded Kelimesinin Örnek Cümlelerle Kullanımı:

  • I’m jaded with my job. I need a change. (İşime bıktım. Bir değişikliğe ihtiyacım var.)
  • She’s jaded after years of working in the same office. She’s looking for a new challenge. (Aynı ofiste yıllarca çalıştıktan sonra bıktı. Yeni bir meydan okuma arıyor.)
  • He’s jaded with the whole dating scene. He’s not interested in dating anymore. (Tüm flört sahnesinden bıktı. Artık kimseyle çıkmak istemiyor.)
  • I’m jaded with all the negative news. I need to take a break from the news. (Tüm olumsuz haberlerden bıktım. Haberlerden bir süre uzaklaşmam gerekiyor.)
  • The jaded traveler had seen it all. He was no longer impressed by anything. (Bıkmış gezgin her şeyi görmüştü. Artık hiçbir şey onu etkilemiyordu.)

Sonuç:

Jaded kelimesi, bıkmış, usanmış, bıkkınlık gelmiş, duyarsızlaşmış, hissizleşmiş, aşırı deneyim veya maruziyet nedeniyle ilgisini veya heyecanını kaybetmiş, artık eskisi kadar zevk almayan veya heyecanlanmayan anlamlarına gelir. Jaded kelimesi, günlük konuşmada, edebiyatta, gazetecilikte ve akademik yazılarda yaygın olarak kullanılır.


Yayımlandı

kategorisi