Sözlükte menşe gösterme fonksiyonu kelimesinin manası:
- Bk. köken gösterme görevi
menşe gösterme fonksiyonu ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları
köken gösterme görevi: Markaların, malın hangi yerde üretildiğini ya da yapıldığını gösterme görevi. Devamını Oku
aktörlük: Aktörün görevi, aktörün yaptığı iş Örnek: Tiyatro ve aktörlük onun için biçilmiş kaftandı. O. C. Kaygılı Olduğundan başka türlü görünme, kendini başka türlü gösterme. Devamını Oku
gösterme sıfatı: Bir cismi gösterme yoluyla belirten sıfat, işaret sıfatı: Bu kitap, şu adam, o çocuk gibi. Bir adı, gösterme yoluyle belirten sıfat: Bu kitap, şu adam, o çocuk vb. Devamını Oku
presentation: Sunma, takdim Gösterme Huzura çıkma Devamını Oku
legateship: Elçilik görevi, hükümet temsilcisi görevi, delegelik; Papa elçiliği görevi Devamını Oku
göstermecilik: Cinsel organlarını gösterme biçiminde görülen ruhsal sapıklık, ut açıcılık, teşhircilik, eksibisyonizm. Kendini üstün gösterme çabası Örnek: Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür. H. Taner Dikkat ve ilgiyi üzerine Devamını Oku
belginleme: Gösterme zamir veya sıfatlarının bir şeyi kesinlikle ve üzerinde durarak işaret etme görevi ( BELGİNLEYİCİ, Déictique, Epidéictique ou Epidictique; BELGİNLEME EDATI, Particule déictique). Devamını Oku
gösteri: İlgi, dikkat çekmek için, bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş. Devamını Oku
gösterme: Teşhir, sergileme. Göstermek işi. A Devamını Oku
guidance: Yol gösterme, delâlet, rehberlik İşaret Devamını Oku
indication: Gösterme, belirtme, belirti, işaret, bulgu, ölçüm, çıtlatma Bildirme, anlatma, gösterme Devamını Oku
understatement: Az gösterme, olduğundan küçük gösterme Devamını Oku
gösterme belirteci: Bir eylemin, bir adın veya başka bir belirtecin anlamını, gösterme yoluyle sınırlayan belirteç: İşte geldik; İşte burada oturuyoruz; Ta uzaklara gitti; İşte kalem, işte defter vb. Devamını Oku
görevli: Görevi olan, vazifeli Örnek: Herkesi kendisine hizmetle görevli sanırdı. Ç. Altan Resmî görevi olan kimse, memur. Me’mûr. Devamını Oku
dereliction of duty: Görev ihmali, vazife savsaklaması, görevi yerine getirmeme, görevi ihmal etme; askerî görevi yerine getirmeme suçu Devamını Oku