replacement

replacement: İngilizce ve Türkçe Anlamı

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: değiştirme, yerine koyma, yedek

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine başka bir şey koyma işlemi.
  • Bir şeyin yerini alan şey.
  • Bir şeyin yerine geçen kişi veya şey.

Örnekler:

  • The old car was replaced with a new one. (Eski araba yenisiyle değiştirildi.)
  • The broken window was replaced with a new one. (Kırık pencere yenisiyle değiştirildi.)
  • The manager was replaced by a new one. (Müdür yenisiyle değiştirildi.)

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: yedek, yerine koyma

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine kullanılmak üzere saklanan veya hazırlanan şey.
  • Bir şeyin yerini alan şey.

Örnekler:

  • I have a spare tire in the trunk of my car. (Arabamın bagajında yedek lastik var.)
  • I have a replacement battery for my phone. (Telefonum için yedek pil var.)
  • I have a replacement key for my house. (Evim için yedek anahtar var.)

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: yedek, yerine koyma

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine geçen kişi veya şey.

Örnekler:

  • The new teacher is a replacement for the old one who retired. (Yeni öğretmen, emekli olan eski öğretmenin yerine geçen kişidir.)
  • The new player is a replacement for the injured one. (Yeni oyuncu, sakatlanan oyuncunun yerine geçen kişidir.)
  • The new manager is a replacement for the old one who was fired. (Yeni müdür, kovulan eski müdürün yerine geçen kişidir.)

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: değiştirme, yerine koyma

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine başka bir şey koyma işlemi.
  • Bir şeyin yerini alan şey.
  • Bir şeyin yerine geçen kişi veya şey.

Örnekler:

  • The old computer was replaced with a new one. (Eski bilgisayar yenisiyle değiştirildi.)
  • The broken window was replaced with a new one. (Kırık pencere yenisiyle değiştirildi.)
  • The manager was replaced by a new one. (Müdür yenisiyle değiştirildi.)

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: yedek, yerine koyma

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine kullanılmak üzere saklanan veya hazırlanan şey.
  • Bir şeyin yerini alan şey.

Örnekler:

  • I have a spare tire in the trunk of my car. (Arabamın bagajında yedek lastik var.)
  • I have a replacement battery for my phone. (Telefonum için yedek pil var.)
  • I have a replacement key for my house. (Evim için yedek anahtar var.)

replacement:

  • İngilizce: replacement
  • Türkçe: yedek, yerine koyma

Anlamı:

  • Bir şeyin yerine geçen kişi veya şey.

Örnekler:

  • The new teacher is a replacement for the old one who retired. (Yeni öğretmen, emekli olan eski öğretmenin yerine geçen kişidir.)
  • The new player is a replacement for the injured one. (Yeni oyuncu, sakatlanan oyuncunun yerine geçen kişidir.)
  • The new manager is a replacement for the old one who was fired. (Yeni müdür, kovulan eski müdürün yerine geçen kişidir.)

Yayımlandı

kategorisi