Retard
İngilizce Anlamı:
- Bir şeyin ilerlemesini veya gelişimini yavaşlatmak veya engellemek.
- Bir şeyin başlamasını veya gerçekleşmesini geciktirmek.
- Bir şeyin hızını veya hareketini azaltmak.
- Bir şeyin zamanlamasını veya sırasını değiştirmek.
- Bir şeyin etkisini veya gücünü azaltmak.
- Bir şeyin kalitesini veya değerini düşürmek.
- Bir şeyin önemini veya anlamını azaltmak.
- Bir şeyin güzelliğini veya çekiciliğini azaltmak.
- Bir şeyin sağlığını veya iyiliğini azaltmak.
- Bir şeyin ömrünü veya süresini azaltmak.
Türkçe Anlamı:
- Geri kalmak, yavaşlamak.
- Gecikmek, ertelenmek.
- Azalmak, eksilmek.
- Zayıflamak, güçsüzleşmek.
- Bozulmak, çürümek.
- Eskimek, modası geçmek.
- Değer kaybetmek, önemsizleşmek.
- Çirkinleşmek, çekiciliğini kaybetmek.
- Hastalanmak, sağlığını kaybetmek.
- Ölmek, hayatını kaybetmek.
Retard kelimesinin kullanımı:
Retard kelimesi, birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Örneğin:
- “The train was delayed by bad weather.” (Tren, kötü hava koşulları nedeniyle gecikti.)
- “The doctor prescribed a medication to retard the growth of the tumor.” (Doktor, tümörün büyümesini yavaşlatmak için bir ilaç reçete etti.)
- “The government implemented a policy to retard inflation.” (Hükümet, enflasyonu azaltmak için bir politika uygulamaya koydu.)
- “The company’s profits have been declining in recent years.” (Şirketin kârları son yıllarda azalıyor.)
- “The building is in a state of disrepair.” (Bina harap durumda.)
- “The painting has faded over time.” (Resim zamanla solmuş.)
- “The book is no longer relevant.” (Kitap artık güncel değil.)
- “The fashion trend is no longer popular.” (Moda trendi artık popüler değil.)
- “The patient is in poor health.” (Hasta sağlığı kötü.)
- “The animal is dying.” (Hayvan ölüyor.)
Retard kelimesinin eş anlamlıları:
- Delay
- Defer
- Postpone
- Adjourn
- Procrastinate
- Hinder
- Obstruct
- Impede
- Inhibit
- Restrict
Retard kelimesinin zıt anlamlıları:
- Accelerate
- Hasten
- Speed up
- Advance
- Progress
- Improve
- Enhance
- Strengthen
- Beautify
- Heal
Retard kelimesinin örnek cümleleri:
- “The doctor prescribed a medication to retard the growth of the tumor.” (Doktor, tümörün büyümesini yavaşlatmak için bir ilaç reçete etti.)
- “The government implemented a policy to retard inflation.” (Hükümet, enflasyonu azaltmak için bir politika uygulamaya koydu.)
- “The company’s profits have been declining in recent years.” (Şirketin kârları son yıllarda azalıyor.)
- “The building is in a state of disrepair.” (Bina harap durumda.)
- “The painting has faded over time.” (Resim zamanla solmuş.)
- “The book is no longer relevant.” (Kitap artık güncel değil.)
- “The fashion trend is no longer popular.” (Moda trendi artık popüler değil.)
- “The patient is in poor health.” (Hasta sağlığı kötü.)
- “The animal is dying.” (Hayvan ölüyor.)
- “The train was delayed by bad weather.” (Tren, kötü hava koşulları nedeniyle gecikti.)