şahlanmak ne demek

Şahlanmak

İngilizce Anlamı:

  • To rear up
  • To rise up suddenly
  • To become excited or angry
  • To be filled with pride or joy

Türkçe Anlamı:

  • Ayaklanmak
  • Birdenbire ayağa kalkmak
  • Heyecanlanmak veya kızmak
  • Gurur veya sevinçle dolmak

Örnekler:

  • At, binicisini sırtından atmak için şahlandı. (The horse reared up to throw its rider.)
  • Depremden sonra şehir şahlandı. (The city was in ruins after the earthquake.)
  • Öfkeden şahlandı ve bağırmaya başladı. (He was filled with rage and started shouting.)
  • Başarısıyla şahlandı ve gözyaşlarına boğuldu. (He was overwhelmed with joy and burst into tears.)

Şahlanmak kelimesi, genellikle olumlu veya olumsuz bir anlamda kullanılır. Olumlu anlamda, heyecan, sevinç veya gurur gibi duyguları ifade etmek için kullanılır. Olumsuz anlamda ise, öfke, kızgınlık veya isyan gibi duyguları ifade etmek için kullanılır.

Şahlanmak kelimesi, birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Örneğin, bir atın binicisini sırtından atmak için ayağa kalkması, bir şehrin depremden sonra yıkılması, bir kişinin öfkeden bağırmaya başlaması veya bir kişinin başarısıyla gözyaşlarına boğulması gibi durumlarda kullanılabilir.

Şahlanmak kelimesi, Türkçede çok sık kullanılan bir kelimedir. Bu nedenle, İngilizce öğrenen kişilerin bu kelimenin anlamını ve kullanımını iyi bilmeleri gerekir.

Şahlanmak kelimesiyle ilgili olarak aşağıdaki noktalara dikkat etmek gerekir:

  • Şahlanmak kelimesi, genellikle olumlu veya olumsuz bir anlamda kullanılır.
  • Şahlanmak kelimesi, birçok farklı bağlamda kullanılabilir.
  • Şahlanmak kelimesi, Türkçede çok sık kullanılan bir kelimedir.
  • Şahlanmak kelimesinin İngilizce karşılığı “to rear up”tır.

Şahlanmak kelimesiyle ilgili olarak aşağıdaki örnek cümleler verilebilir:

  • At, binicisini sırtından atmak için şahlandı. (The horse reared up to throw its rider.)
  • Depremden sonra şehir şahlandı. (The city was in ruins after the earthquake.)
  • Öfkeden şahlandı ve bağırmaya başladı. (He was filled with rage and started shouting.)
  • Başarısıyla şahlandı ve gözyaşlarına boğuldu. (He was overwhelmed with joy and burst into tears.)
  • Çocuk, annesinin ona oyuncak aldığını görünce şahlandı. (The child was overjoyed when he saw his mother had bought him a toy.)
  • Öğrenci, sınavda başarılı olunca şahlandı. (The student was thrilled when he passed the exam.)
  • İşçi, terfi aldığını öğrenince şahlandı. (The worker was elated when he learned he had been promoted.)
  • Hasta, iyileştiğini öğrenince şahlandı. (The patient was overjoyed when he learned he had recovered.)
  • Şehit haberini alan aile, şahlandı. (The family was devastated when they received the news of their loved one’s death.)
  • Mağdur, adaletin yerini bulduğunu öğrenince şahlandı. (The victim was overjoyed when he learned that justice had been served.)

Yayımlandı

kategorisi