serviks kanseri nedir

Serviks Kanseri Nedir?

Serviks kanseri, rahim ağzında başlayan bir kanser türüdür. Rahim ağzı, rahim ile vajina arasındaki dar geçittir. Serviks kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir.

Serviks Kanserinin Nedenleri

Serviks kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Bunlar arasında şunlar yer alır:

  • Human papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu: HPV, serviks kanserinin en önemli risk faktörüdür. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüsttür ve serviks hücrelerinde değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler, zamanla kansere dönüşebilir.
  • Sigara içmek: Sigara içmek, serviks kanseri riskini artırır. Sigara içen kadınlarda, içmeyen kadınlara göre serviks kanseri olma riski daha yüksektir.
  • Çok sayıda cinsel partner olması: Çok sayıda cinsel partner olması, serviks kanseri riskini artırır. Birden fazla cinsel partneri olan kadınlarda, tek bir cinsel partneri olan kadınlara göre serviks kanseri olma riski daha yüksektir.
  • Erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak: Erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, serviks kanseri riskini artırır. 18 yaşından önce cinsel ilişkiye başlayan kadınlarda, 18 yaşından sonra cinsel ilişkiye başlayan kadınlara göre serviks kanseri olma riski daha yüksektir.
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması: Bağışıklık sisteminin zayıf olması, serviks kanseri riskini artırır. HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olan kadınlarda, bağışıklık sistemi sağlıklı olan kadınlara göre serviks kanseri olma riski daha yüksektir.

Serviks Kanserinin Belirtileri

Serviks kanseri genellikle erken evrelerde herhangi bir belirtiye neden olmaz. Hastalık ilerledikçe, aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Vajinal kanama: Vajinal kanama, serviks kanserinin en sık görülen belirtisidir. Bu kanama, adet dönemi dışında veya cinsel ilişki sırasında meydana gelebilir.
  • Vajinal akıntı: Vajinal akıntı, serviks kanserinin bir diğer sık görülen belirtisidir. Bu akıntı, genellikle kötü kokulu ve kanlıdır.
  • Pelvik ağrı: Pelvik ağrı, serviks kanserinin ileri evrelerinde görülebilir. Bu ağrı, genellikle alt karın bölgesinde veya sırtta hissedilir.
  • İdrar yapma veya bağırsak hareketlerinde zorluk: Serviks kanseri, ileri evrelerde idrar yapma veya bağırsak hareketlerinde zorluğa neden olabilir.
  • Bacaklarda şişlik: Serviks kanseri, ileri evrelerde bacaklarda şişliğe neden olabilir.

Serviks Kanserinin Tanısı

Serviks kanseri tanısı, aşağıdaki yöntemlerle konulur:

  • Pap smear testi: Pap smear testi, serviks kanserinin erken teşhisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu testte, serviks hücrelerinden örnek alınarak incelenir.
  • Kolposkopi: Kolposkopi, serviks kanserinin tanısında kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu yöntemde, serviks büyütülerek incelenir.
  • Biyopsi: Biyopsi, serviks kanserinin kesin tanısı için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, serviks dokusundan örnek alınarak patolojik inceleme yapılır.

Serviks Kanserinin Tedavisi

Serviks kanserinin tedavisi, hastalığın evresine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Serviks kanserinin tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Cerrahi: Cerrahi, serviks kanserinin erken evrelerinde kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde, kanserli doku cerrahi olarak çıkarılır.
  • Radyoterapi: Radyoterapi, serviks kanserinin tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu yöntemde, kanserli dokuya yüksek dozda radyasyon verilir.
  • Kemoterapi: Kemoterapi, serviks kanserinin tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu yöntemde, kanser hücrelerini öldüren ilaçlar kullanılır.
  • Hedefli tedavi: Hedefli tedavi, serviks kanserinin tedavisinde kullanılan yeni bir yöntemdir. Bu yöntemde, kanser hücrelerinde bulunan belirli proteinleri hedef alan ilaçlar kullanılır.

Serviks Kanserinin Önlenmesi

Serviks kanseri, aşılama ve düzenli tarama ile önlenebilir.

  • Aşılama: HPV aşısı, serviks kanserinin önlenmesinde etkili bir yöntemdir. Bu aşı, 9 ila 26 yaş arasındaki kız çocuklarına ve kadınlara uygulanır.
  • Düzenli tarama: Pap smear testi, serviks kanserinin erken teşhisinde etkili bir yöntemdir. Bu test, 21 yaşından itibaren her 3 yılda bir yaptırılmalıdır.

Yayımlandı

kategorisi