Overwhelmed: Ezilmiş, Bunalmış, Bastırılmış
Anlamı:
- Çok fazla iş, görev veya sorumlulukla başa çıkma yeteneğinin ötesinde hissetmek.
- Duygusal veya fiziksel olarak tükenmiş veya bunalmış hissetmek.
- Kontrolü kaybetmiş veya durumun üstesinden gelemeyecekmiş gibi hissetmek.
Örnekler:
-
“I’m overwhelmed with work. I don’t know how I’m going to get it all done.”
(İşle boğulmuş durumdayım. Her şeyi nasıl bitireceğimi bilmiyorum.) -
“She was overwhelmed with grief after her husband died.”
(Kocası öldükten sonra kederle boğulmuştu.) -
“The city was overwhelmed by the floodwaters.”
(Şehir sel sularıyla boğulmuştu.)
Zıt anlamlısı:
- Unburdened: Rahatlamış, Hafiflemiş, Yükümlülüklerden Kurtulmuş
Eş anlamlısı:
- Stressed: Stresli, Gergin, Kaygılı
- Burdened: Yükümlü, Sorumlu, Ağır Yük Altında
- Exhausted: Yorgun, Bitkin, Tükenmiş
Kökeni:
Overwhelmed kelimesi, “aşırı” anlamına gelen “over” ve “bastırmak” anlamına gelen “whelm” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. İlk olarak 1500’lü yıllarda kullanılmaya başlanmıştır.
Kullanımı:
Overwhelmed kelimesi, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır. Ancak, bazen olumlu bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, bir kişi çok fazla ilgi veya sevgiyle boğulmuş hissedebilir.
Önemli Noktalar:
- Overwhelmed kelimesi, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır.
- Overwhelmed kelimesi, “aşırı” anlamına gelen “over” ve “bastırmak” anlamına gelen “whelm” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.
- Overwhelmed kelimesi, ilk olarak 1500’lü yıllarda kullanılmaya başlanmıştır.
- Overwhelmed kelimesi, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır. Ancak, bazen olumlu bir anlamda da kullanılabilir.