Reduce
İngilizce Anlamı:
- (bir miktarı veya boyutu) daha küçük veya daha az hale getirmek.
- (bir şeyi) daha basit veya daha az karmaşık hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az önemli veya etkili hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az görünür veya fark edilir hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az pahalı veya daha uygun fiyatlı hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az zararlı veya daha az tehlikeli hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az kirli veya daha az kirli hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az gürültülü veya daha az rahatsız edici hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az zaman alıcı veya daha az zahmetli hale getirmek.
- (bir şeyi) daha az sıkıcı veya daha az monoton hale getirmek.
Türkçe Anlamı:
- (bir miktarı veya boyutu) küçültmek.
- (bir şeyi) basitleştirmek.
- (bir şeyi) önemsizleştirmek.
- (bir şeyi) gizlemek.
- (bir şeyi) ucuzlatmak.
- (bir şeyi) zararsızlaştırmak.
- (bir şeyi) temizlemek.
- (bir şeyi) susturmak.
- (bir şeyi) kolaylaştırmak.
- (bir şeyi) eğlenceli hale getirmek.
Örnekler:
- The doctor told me to reduce my salt intake. (Doktor bana tuz tüketimimi azaltmamı söyledi.)
- I’m trying to reduce my carbon footprint. (Karbon ayak izimi azaltmaya çalışıyorum.)
- We need to reduce our spending if we want to save money. (Para biriktirmek istiyorsak harcamalarımızı azaltmamız gerekiyor.)
- The government is trying to reduce the deficit. (Hükümet açığı azaltmaya çalışıyor.)
- The company is reducing its workforce. (Şirket iş gücünü azaltıyor.)
- The new software is designed to reduce the number of clicks needed to complete a task. (Yeni yazılım, bir görevi tamamlamak için gereken tıklama sayısını azaltmak için tasarlanmıştır.)
- The new drug is designed to reduce the pain and inflammation associated with arthritis. (Yeni ilaç, artrit ile ilişkili ağrıyı ve iltihabı azaltmak için tasarlanmıştır.)
- The new technology is designed to reduce the amount of pollution produced by cars. (Yeni teknoloji, otomobiller tarafından üretilen kirlilik miktarını azaltmak için tasarlanmıştır.)
- The new policy is designed to reduce the number of accidents on the roads. (Yeni politika, yollardaki kaza sayısını azaltmak için tasarlanmıştır.)
- The new law is designed to reduce the amount of crime in the city. (Yeni yasa, şehirdeki suç miktarını azaltmak için tasarlanmıştır.)
Reduce ifadesinin kullanıldığı bazı deyimler ve ifadeler:
- reduce to ashes: kül etmek
- reduce to poverty: yoksulluğa düşürmek
- reduce to tears: ağlatmak
- reduce to silence: susturmak
- reduce to submission: boyun eğdirmek
- reduce to writing: yazıya dökmek
- reduce one’s weight: kilo vermek
- reduce one’s speed: hızını azaltmak
- reduce one’s expenses: harcamalarını azaltmak
- reduce one’s risk: riskini azaltmak