Traction: Çekiş, Tutunma, İvme
İngilizce Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Türkçe Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Örnekler:
- The car’s traction control system helped it to maintain its grip on the slippery road. (Aracın çekiş kontrol sistemi, kaygan yolda tutuşunu korumasına yardımcı oldu.)
- The athlete’s traction shoes gave him a better grip on the track. (Atletin çekişli ayakkabıları ona pistte daha iyi bir tutuş sağladı.)
- The company’s traction in the market has been impressive. (Şirketin pazardaki büyümesi etkileyici oldu.)
Traction: Çekiş, Tutunma, İvme
İngilizce Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Türkçe Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Örnekler:
- The car’s traction control system helped it to maintain its grip on the slippery road. (Aracın çekiş kontrol sistemi, kaygan yolda tutuşunu korumasına yardımcı oldu.)
- The athlete’s traction shoes gave him a better grip on the track. (Atletin çekişli ayakkabıları ona pistte daha iyi bir tutuş sağladı.)
- The company’s traction in the market has been impressive. (Şirketin pazardaki büyümesi etkileyici oldu.)
Traction: Çekiş, Tutunma, İvme
İngilizce Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Türkçe Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Örnekler:
- The car’s traction control system helped it to maintain its grip on the slippery road. (Aracın çekiş kontrol sistemi, kaygan yolda tutuşunu korumasına yardımcı oldu.)
- The athlete’s traction shoes gave him a better grip on the track. (Atletin çekişli ayakkabıları ona pistte daha iyi bir tutuş sağladı.)
- The company’s traction in the market has been impressive. (Şirketin pazardaki büyümesi etkileyici oldu.)
Traction: Çekiş, Tutunma, İvme
İngilizce Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Türkçe Anlamı:
- Çekme veya itme kuvveti.
- Bir yüzeye tutunma veya kavrama yeteneği.
- Bir aracın hareketini başlatma veya sürdürme yeteneği.
- Bir işletmenin veya projenin büyüme veya ilerleme hızı.
Örnekler:
- The car’s traction control system helped it to maintain its grip on the slippery road. (Aracın çekiş kontrol sistemi, kaygan yolda tutuşunu korumasına yardımcı oldu.)
- The athlete’s traction shoes gave him a better grip on the track. (Atletin çekişli ayakkabıları ona pistte daha iyi bir tutuş sağladı.)
- The company’s traction in the market has been impressive. (Şirketin pazardaki büyümesi etkileyici oldu.)