Accompany: Birlikte Gitmek, Eşlik Etmek
“Accompany” kelimesi, bir kişi veya bir grup kişinin başka bir kişi veya grupla birlikte gitmesi veya bir etkinlikte bulunması anlamına gelir. Genellikle bir yolculuk, bir etkinlik veya bir görev sırasında bir kişiye veya bir gruba eşlik etmek için kullanılır.
Accompany Kelimesinin İngilizce ve Türkçe Anlamı
- İngilizce: accompany
- Türkçe: eşlik etmek, birlikte gitmek
Accompany Kelimesinin Kullanımı
Accompany kelimesi, genellikle bir kişi veya bir grup kişinin başka bir kişi veya grupla birlikte gitmesi veya bir etkinlikte bulunması anlamında kullanılır. Örneğin:
- My friend accompanied me to the doctor’s office. (Arkadaşım beni doktora götürdü.)
- The tour guide accompanied the group on their visit to the museum. (Tur rehberi gruba müze ziyaretinde eşlik etti.)
- The president was accompanied by his security detail on his trip to the Middle East. (Başkan, Orta Doğu gezisinde güvenlik ekibi tarafından eşlik edildi.)
Accompany kelimesi, ayrıca bir müzik aleti veya bir sesle bir şarkı veya bir melodiyi söylemek veya çalmak anlamında da kullanılır. Örneğin:
- The pianist accompanied the singer on the piano. (Piyanist, şarkıcıya piyano eşlik etti.)
- The guitarist accompanied the singer on the guitar. (Gitarist, şarkıcıya gitar eşlik etti.)
Accompany Kelimesinin Eş Anlamlıları
- accompany: eşlik etmek, birlikte gitmek
- attend: katılmak, hazır bulunmak
- escort: refakat etmek, eşlik etmek
- go with: birlikte gitmek
- join: katılmak, birleşmek
Accompany Kelimesinin Zıt Anlamlıları
- leave: ayrılmak, terk etmek
- abandon: terk etmek, vazgeçmek
- desert: terk etmek, yalnız bırakmak
- forsake: terk etmek, vazgeçmek
Accompany Kelimesinin Örnek Cümleler
- The teacher accompanied the students on their field trip to the zoo. (Öğretmen, öğrencilere hayvanat bahçesine yaptıkları geziye eşlik etti.)
- The doctor accompanied the patient to the operating room. (Doktor, hastayı ameliyathaneye götürdü.)
- The police officer accompanied the suspect to the police station. (Polis memuru, şüpheliyi karakola götürdü.)
- The tour guide accompanied the group on their visit to the historical site. (Tur rehberi gruba tarihi site ziyaretinde eşlik etti.)
- The musician accompanied the singer on the piano. (Müzisyen, şarkıcıya piyano eşlik etti.)
Accompany Kelimesinin Kullanıldığı Deyimler ve Atasözleri
- accompany someone hand in hand: biriyle el ele yürümek
- accompany someone step by step: biriyle adım adım yürümek
- accompany someone through thick and thin: biriyle iyi günde de kötü günde de birlikte olmak
- accompany someone to the ends of the earth: biriyle dünyanın sonuna kadar gitmek
- accompany someone to the grave: biriyle mezara kadar gitmek