Adverse: Olumsuz, Ters, Zararlı
İngilizce Anlamı:
- Unfavorable, harmful, or injurious.
- Opposite in direction or effect.
- (of a legal decision) Not in favor of the party bringing the action.
Türkçe Anlamı:
- Olumsuz, ters, zararlı.
- Yön veya etki bakımından zıt.
- (bir hukuki kararda) Davayı açan tarafın lehine olmayan.
Örnekler:
- The adverse effects of smoking are well-known. (Sigaranın olumsuz etkileri iyi bilinmektedir.)
- The wind was blowing in an adverse direction. (Rüzgar ters yönde esiyordu.)
- The court made an adverse decision in the case. (Mahkeme davada olumsuz bir karar verdi.)
Adversely: Olumsuz Bir Şekilde
İngilizce Anlamı:
In an adverse manner; unfavorably.
Türkçe Anlamı:
Olumsuz bir şekilde; elverişsiz bir şekilde.
Örnekler:
- The company’s profits were adversely affected by the recession. (Şirketin karları durgunluktan olumsuz bir şekilde etkilendi.)
- The patient’s condition was adversely affected by the medication. (Hastanın durumu ilaçtan olumsuz bir şekilde etkilendi.)
Adversity: Zorluk, Sıkıntı
İngilizce Anlamı:
- A state of misfortune or hardship.
- An unfortunate or difficult situation.
Türkçe Anlamı:
- Talihsizlik veya zorluk durumu.
- Talihsiz veya zor bir durum.
Örnekler:
- He faced adversity with courage and determination. (Zorluklarla cesaret ve kararlılıkla yüzleşti.)
- The company was able to overcome adversity and emerge stronger. (Şirket zorlukların üstesinden gelmeyi başardı ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı.)
Adverse Possession: Olumsuz Tapu
İngilizce Anlamı:
The acquisition of title to real property by possession that is open, notorious, exclusive, adverse, and continuous for a specified period of time.
Türkçe Anlamı:
Belirli bir süre boyunca açık, belirgin, münhasır, ters ve sürekli olan bir mülkün zilyetliğiyle mülkiyet hakkının kazanılması.
Örnekler:
- The plaintiff claimed adverse possession of the property after living on it for more than 20 years. (Davacı, 20 yıldan fazla bir süredir üzerinde yaşadığı mülkün olumsuz tapusunu talep etti.)
- The court found that the defendant had not established adverse possession of the property. (Mahkeme, davalının mülkün olumsuz tapusunu kurmadığına karar verdi.)
Adverse Reaction: Olumsuz Tepki
İngilizce Anlamı:
An unwanted or harmful response to a drug or other substance.
Türkçe Anlamı:
Bir ilaca veya başka bir maddeye istenmeyen veya zararlı bir tepki.
Örnekler:
- The patient experienced an adverse reaction to the medication. (Hasta ilaçtan olumsuz bir tepki yaşadı.)
- The company recalled the product after reports of adverse reactions. (Şirket, olumsuz tepki bildirimlerinin ardından ürünü geri çağırdı.)