adverse

Adverse: Olumsuz, Ters, Zararlı

İngilizce Anlamı:

  1. Unfavorable, harmful, or injurious.
  2. Opposite in direction or effect.
  3. (of a legal decision) Not in favor of the party bringing the action.

Türkçe Anlamı:

  1. Olumsuz, ters, zararlı.
  2. Yön veya etki bakımından zıt.
  3. (bir hukuki kararda) Davayı açan tarafın lehine olmayan.

Örnekler:

  • The adverse effects of smoking are well-known. (Sigaranın olumsuz etkileri iyi bilinmektedir.)
  • The wind was blowing in an adverse direction. (Rüzgar ters yönde esiyordu.)
  • The court made an adverse decision in the case. (Mahkeme davada olumsuz bir karar verdi.)

Adversely: Olumsuz Bir Şekilde

İngilizce Anlamı:

In an adverse manner; unfavorably.

Türkçe Anlamı:

Olumsuz bir şekilde; elverişsiz bir şekilde.

Örnekler:

  • The company’s profits were adversely affected by the recession. (Şirketin karları durgunluktan olumsuz bir şekilde etkilendi.)
  • The patient’s condition was adversely affected by the medication. (Hastanın durumu ilaçtan olumsuz bir şekilde etkilendi.)

Adversity: Zorluk, Sıkıntı

İngilizce Anlamı:

  1. A state of misfortune or hardship.
  2. An unfortunate or difficult situation.

Türkçe Anlamı:

  1. Talihsizlik veya zorluk durumu.
  2. Talihsiz veya zor bir durum.

Örnekler:

  • He faced adversity with courage and determination. (Zorluklarla cesaret ve kararlılıkla yüzleşti.)
  • The company was able to overcome adversity and emerge stronger. (Şirket zorlukların üstesinden gelmeyi başardı ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı.)

Adverse Possession: Olumsuz Tapu

İngilizce Anlamı:

The acquisition of title to real property by possession that is open, notorious, exclusive, adverse, and continuous for a specified period of time.

Türkçe Anlamı:

Belirli bir süre boyunca açık, belirgin, münhasır, ters ve sürekli olan bir mülkün zilyetliğiyle mülkiyet hakkının kazanılması.

Örnekler:

  • The plaintiff claimed adverse possession of the property after living on it for more than 20 years. (Davacı, 20 yıldan fazla bir süredir üzerinde yaşadığı mülkün olumsuz tapusunu talep etti.)
  • The court found that the defendant had not established adverse possession of the property. (Mahkeme, davalının mülkün olumsuz tapusunu kurmadığına karar verdi.)

Adverse Reaction: Olumsuz Tepki

İngilizce Anlamı:

An unwanted or harmful response to a drug or other substance.

Türkçe Anlamı:

Bir ilaca veya başka bir maddeye istenmeyen veya zararlı bir tepki.

Örnekler:

  • The patient experienced an adverse reaction to the medication. (Hasta ilaçtan olumsuz bir tepki yaşadı.)
  • The company recalled the product after reports of adverse reactions. (Şirket, olumsuz tepki bildirimlerinin ardından ürünü geri çağırdı.)

Yayımlandı

kategorisi