Alone
Anlamı:
- Tek başına
- Yalnız
- Tek başına, kimsesiz
- Yalnız, tek başına
- Yalnız, kimsesiz
- Tek başına, kimsesiz
- Yalnız, tek başına
- Yalnız, kimsesiz
- Tek başına, kimsesiz
- Yalnız, tek başına
- Yalnız, kimsesiz
Örnekler:
- I was alone in the house. (Evde tek başımaydım.)
- She was alone in the world. (Dünyada tek başınaydı.)
- He felt alone even when he was surrounded by people. (İnsanlarla çevrili olsa bile kendini yalnız hissediyordu.)
- I don’t want to be alone. (Yalnız kalmak istemiyorum.)
- Can you keep me company? I don’t want to be alone. (Bana eşlik edebilir misin? Yalnız kalmak istemiyorum.)
- I’m used to being alone. (Yalnız kalmaya alışkınım.)
- I like being alone. (Yalnız kalmayı seviyorum.)
- I need some time alone. (Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.)
- I’m going to be alone for the weekend. (Hafta sonu yalnız olacağım.)
- I’m not afraid of being alone. (Yalnız kalmaktan korkmuyorum.)
Alone kelimesi, tek başına veya yalnız anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır, ancak bazen olumlu bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, “I like being alone” cümlesinde, alone kelimesi olumlu bir anlamda kullanılmıştır.
Alone kelimesi, birçok farklı şekilde kullanılabilir. Örneğin, bir kişiyi veya bir şeyi tanımlamak için kullanılabilir. Ayrıca, bir durum veya bir duyguyu tanımlamak için de kullanılabilir.
Alone kelimesi, İngilizce’de çok sık kullanılan bir kelimedir. Bu nedenle, İngilizce öğrenen kişilerin bu kelimenin anlamını ve kullanımını iyi bilmeleri gerekir.
Alone kelimesinin eş anlamlıları şunlardır:
- Lonely
- Solitary
- Deserted
- Forsaken
- Isolated
- Secluded
- Remote
- Unaccompanied
- By oneself
- On one’s own
Alone kelimesinin zıt anlamlıları şunlardır:
- Accompanied
- With someone
- In company
- Social
- Gregarious
- Outgoing
- Friendly
- Talkative
- Loquacious
- Garrulous