annoyed
Anlamı:
- Rahatsız edilmiş, canı sıkılmış, kızmış
- Sinirlenmiş, öfkelenmiş
- Rahatsız edici, can sıkıcı, kızdırıcı
- Sinir bozucu, öfkelendirici
Örnekler:
- I’m annoyed by the noise of the traffic. (Trafiğin gürültüsünden rahatsız oluyorum.)
- He was annoyed by her constant complaining. (Onun sürekli şikayet etmesinden canı sıkılıyordu.)
- She was annoyed by the way he always interrupted her. (Onun her zaman sözünü kesmesinden kızmıştı.)
- The child was annoyed by the teacher’s strictness. (Çocuk öğretmenin katılığından rahatsız olmuştu.)
- The situation was annoying. (Durum can sıkıcıydı.)
- The noise was annoying. (Gürültü sinir bozucuydu.)
Türkçe Çeviriler:
- Rahatsız edilmiş, canı sıkılmış, kızmış
- Sinirlenmiş, öfkelenmiş
- Rahatsız edici, can sıkıcı, kızdırıcı
- Sinir bozucu, öfkelendirici
Örnekler:
- Trafiğin gürültüsünden rahatsız oluyorum.
- Onun sürekli şikayet etmesinden canı sıkılıyordu.
- Onun her zaman sözünü kesmesinden kızmıştı.
- Çocuk öğretmenin katılığından rahatsız olmuştu.
- Durum can sıkıcıydı.
- Gürültü sinir bozucuydu.
Kullanım Alanları:
- Günlük konuşma
- Edebiyat
- Gazetecilik
- Akademik yazılar
- Teknik yazılar
Eş Anlamlılar:
- irritated
- bothered
- vexed
- peeved
- irked
- aggravated
- exasperated
- frustrated
Zıt Anlamlılar:
- pleased
- happy
- delighted
- thrilled
- excited
- overjoyed
- elated
Kökeni:
- Orta Fransızca “annoyer” kelimesinden türemiştir.
- Latince “in odio” (nefret içinde) ifadesinden gelir.
İlginç Bilgiler:
- “Annoyed” kelimesi ilk olarak 13. yüzyılda kullanılmıştır.
- “Annoyed” kelimesi İngilizce’de en sık kullanılan 1000 kelime arasında yer almaktadır.
- “Annoyed” kelimesi birçok deyim ve atasözünde kullanılmaktadır. Örneğin: “Don’t let the little things annoy you.” (Küçük şeylerin canınızı sıkmasına izin vermeyin.)