Aspect
İngilizce Anlamı:
- Bir şeyin görünümü veya görünüşü.
- Bir şeyin belirli bir açıdan veya bakış açısından görünümü.
- Bir şeyin belirli bir bağlamdaki görünümü veya anlamı.
- Bir şeyin belirli bir zamanda veya koşulda görünümü veya durumu.
- Bir şeyin belirli bir amaç veya hedef açısından görünümü veya önemi.
- Bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümü veya sunumu.
- Bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümü veya sunumu.
- Bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümü veya sunumu.
- Bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümü veya sunumu.
- Bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümü veya sunumu.
Türkçe Anlamı:
- Görünüm, görünüş.
- Yön, taraf.
- Bakış açısı, bakış noktası.
- Durum, hal.
- Nitelik, özellik.
- Önem, değer.
- Tarz, üslup.
- Biçim, şekil.
- Tür, çeşit.
- Bölüm, kısım.
Aspect’in Kullanımı:
- Aspect, bir şeyin görünümü veya görünüşünü tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The house has a beautiful aspect.
Ev güzel bir görünüme sahip.
- Aspect, bir şeyin belirli bir açıdan veya bakış açısından görünümünü tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
From this aspect, the mountain looks like a giant.
Bu açıdan bakıldığında dağ bir dev gibi görünüyor.
- Aspect, bir şeyin belirli bir bağlamdaki görünümünü veya anlamını tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The word “love” has many different aspects.
“Aşk” kelimesinin birçok farklı anlamı vardır.
- Aspect, bir şeyin belirli bir zamanda veya koşulda görünümünü veya durumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The weather aspect is good today.
Bugün hava durumu iyi.
- Aspect, bir şeyin belirli bir amaç veya hedef açısından görünümünü veya önemini tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The economic aspect of the project is very important.
Projenin ekonomik yönü çok önemlidir.
- Aspect, bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümünü veya sunumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The book has a modern aspect.
Kitabın modern bir görünümü var.
- Aspect, bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümünü veya sunumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The painting has a realistic aspect.
Resmin gerçekçi bir görünümü var.
- Aspect, bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümünü veya sunumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The song has a catchy aspect.
Şarkının akılda kalıcı bir görünümü var.
- Aspect, bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümünü veya sunumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The movie has a thrilling aspect.
Filmin heyecan verici bir görünümü var.
- Aspect, bir şeyin belirli bir şekilde veya tarzda görünümünü veya sunumunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin:
The game has a challenging aspect.
Oyunun zorlu bir görünümü var.