Atatürk’ün Bilim ve Mantığa Verdiği Önem
İngilizce:
Mustafa Kemal Atatürk, the founder of the Republic of Turkey, was a staunch advocate for science and reason. He believed that progress and development could only be achieved through the application of scientific principles and the rejection of superstition and dogma.
Atatürk’s commitment to science was evident in his numerous speeches and writings. In his famous address to the Turkish youth in 1923, he declared: “The future belongs to science. The world of tomorrow will be the world of science. Therefore, my friends, do not hesitate to learn science. Learn it, not only for the sake of learning, but also for the sake of applying it in life.”
Atatürk’s belief in the power of science extended beyond mere rhetoric. He actively promoted scientific research and education in Turkey. He established the Turkish Scientific and Technical Research Council (TÜBİTAK) in 1963, which has since become a leading institution for scientific research and development in the country.
Atatürk also recognized the importance of international cooperation in science. He encouraged Turkish scientists to collaborate with their counterparts in other countries and to participate in international scientific conferences. He believed that the exchange of ideas and knowledge was essential for the advancement of science.
Türkçe:
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bilim ve aklın sarsılmaz bir savunucusuydu. İlerlemenin ve kalkınmanın ancak bilimsel ilkelerin uygulanması ve hurafe ile dogmanın reddedilmesiyle sağlanabileceğine inanıyordu.
Atatürk’ün bilime olan bağlılığı, sayısız konuşmasında ve yazısında kendini göstermiştir. 1923 yılında Türk gençliğine yaptığı ünlü konuşmasında şöyle demiştir: “Gelecek, ilim ve fennindir. İlim ve fennin dışında milletlerin hayatında ilerleme yoktur. Onun içindir ki ey Türk gençliği, bütün ümidim sizlersiniz. Sizler, daha ziyade çalışınız. İlim ve fennin nuruyla bütün cihanı aydınlatınız.”
Atatürk’ün bilimin gücüne olan inancı, sadece söylemlerinin ötesine geçmiştir. Türkiye’de bilimsel araştırma ve eğitimi aktif olarak teşvik etmiştir. 1963 yılında, o zamandan beri ülkede bilimsel araştırma ve geliştirme için önde gelen bir kurum haline gelen Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nu (TÜBİTAK) kurmuştur.
Atatürk, bilimde uluslararası işbirliğinin önemini de anlamıştır. Türk bilim insanlarını diğer ülkelerdeki meslektaşlarıyla işbirliği yapmaya ve uluslararası bilimsel konferanslara katılmaya teşvik etmiştir. Fikir ve bilgi alışverişinin bilimin ilerlemesi için çok önemli olduğuna inanıyordu.