attention ne demek

Attention: Dikkat, Önem, İlgilenme

İngilizce Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Türkçe Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Örnekler:

  • “He paid attention to the teacher’s lecture.” (Öğretmenin dersine dikkat etti.)
  • “She gave attention to the details of the project.” (Projenin ayrıntılarına dikkat etti.)
  • “I have great attention for my friends.” (Arkadaşlarıma büyük bir saygım var.)
  • “The sign drew attention to the danger.” (İşaret tehlikeye dikkat çekti.)
  • “The police officer gave attention to the speeding car.” (Polis memuru hız yapan arabaya dikkat çekti.)

Attention: Dikkat, Önem, İlgilenme

İngilizce Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Türkçe Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Örnekler:

  • “He paid attention to the teacher’s lecture.” (Öğretmenin dersine dikkat etti.)
  • “She gave attention to the details of the project.” (Projenin ayrıntılarına dikkat etti.)
  • “I have great attention for my friends.” (Arkadaşlarıma büyük bir saygım var.)
  • “The sign drew attention to the danger.” (İşaret tehlikeye dikkat çekti.)
  • “The police officer gave attention to the speeding car.” (Polis memuru hız yapan arabaya dikkat çekti.)

Attention: Dikkat, Önem, İlgilenme

İngilizce Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Türkçe Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Örnekler:

  • “He paid attention to the teacher’s lecture.” (Öğretmenin dersine dikkat etti.)
  • “She gave attention to the details of the project.” (Projenin ayrıntılarına dikkat etti.)
  • “I have great attention for my friends.” (Arkadaşlarıma büyük bir saygım var.)
  • “The sign drew attention to the danger.” (İşaret tehlikeye dikkat çekti.)
  • “The police officer gave attention to the speeding car.” (Polis memuru hız yapan arabaya dikkat çekti.)

Attention: Dikkat, Önem, İlgilenme

İngilizce Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Türkçe Anlamı:

  1. Bir şeye odaklanma veya farkındalık durumu.
  2. Bir şeye ilgi veya özen gösterme durumu.
  3. Bir şeye karşı saygı veya hayranlık duyma durumu.
  4. Bir şeye dikkat çekme veya vurgulama durumu.
  5. Bir şeye karşı uyarı veya dikkat çekme durumu.

Örnekler:

  • “He paid attention to the teacher’s lecture.” (Öğretmenin dersine dikkat etti.)
  • “She gave attention to the details of the project.” (Projenin ayrıntılarına dikkat etti.)
  • “I have great attention for my friends.” (Arkadaşlarıma büyük bir saygım var.)
  • “The sign drew attention to the danger.” (İşaret tehlikeye dikkat çekti.)
  • “The police officer gave attention to the speeding car.” (Polis memuru hız yapan arabaya dikkat çekti.)

Yayımlandı

kategorisi