Sözlükte babayani kelimesinin manası:
- Gösterişi ve özentisi olmayan
Örnek: Ben bir yandan meslek icabı, bir yandan da herkesçe sevilip sayılan babayani bir adam olarak öteden beri kadın erkek farkı gözetmem. R. N. Güntekin
babayani ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları
- öte yandan Diğer taraftan, başka bir yönden, karşılık olarak Örnek: Öte yandan da bir siyasi grup, başka cinsten bir faaliyete geçmiş görünüyordu.…
- öteden beri Geçmişten bugüne kadar, başlangıçtan beri Örnek: Olumlu olumsuz her yaptığımız üzerine, Batılıların dediklerine öteden beri gereğinden çok önem veririz. N.…
- köken adı Bir yandan coğrafya ortamına, öte yandan yersel, geleneksel ve belirli üretim koşullarına bağlı olarak özel bir nitelik gösteren, belirli bir…
- mergup Sevilip aranan, istenilen, beğenilen Örnek: Böyle altı erkekli, iki kadınlı bir mecliste, kadınların en güzeli pek nadir ve merguptur. P.…
- ortaokul Öğrencileri genel eğitim yoluyla bir yandan hayata, bir yandan da liseye hazırlayan, genellikle üç yıllık ortaöğretim okulu. Öğrencileri genel eğitim…
- babayanilik Babayani olma durumu.
- hınzırca Hınzır bir biçimde, kurnazca Örnek: Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan hınzırca sırıtıyordu. A. İlhan
- mapushane Cezaevi Örnek: Mapushane çeşmesi yandan akıyor yandan. Halk türküsü
- mudarebe Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket.
- leğen Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap Örnek: Adam, önündeki leğene eğilmiş, bardak yıkıyordu. N.…
- geçmek Bir yerden başka bir yere gitmek Örnek: Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra Bir yandan girip diğer yandan…
- yandan aydınlatma Sahneye ve kişilere sahnenin yanından verilen ışık. Konunun ya da görünçlüğün yandan aydınlatılması durumu.
- sırıtmak Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülmek Örnek: Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan…
- çoktan Çok zaman önce, çok zamandan beri, öteden beri, uzun süreden beri, çoktandır Örnek: İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamış, hatta…
- dolaysız sinema İle televizyon çalışma yöntemlerinin bağdaştırılmasıyla ortaya çıkan sinema akımı. 1960 sularında ABD ile Kanada'da, özellikle Flaherty'nin eski alıcı yönetmeni Richard…