çuval: Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba. Bu torbanın alabileceği miktarda olan Örnek: Yanımızda, ne olur ne olmaz diye…Devamını Oku
kanaviçe: El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. Bu bezin üzerine yapılmış olan işleme. Çuval olarak kullanılan kendirden veya kenevirden…Devamını Oku
kanaviçe: El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. Bu bezin üzerine yapılmış olan işleme. Çuval olarak kullanılan kendirden veya kenevirden…Devamını Oku
baglike: Çuvalımsı, çuval gibi, çuvala benzeyen, çuval benzeriDevamını Oku
swab: (-bed, -bing) tahta bezi İlâç veya yağ sürmeye veya yara temizlemeye mahsus sünger parçası Tüfek namlusunu temizlemeye mahsus harbinin ucundaki…Devamını Oku
bir çuval inciri berbat etmek: Düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak: Bir çuval inciri berbat etmişlerin süklüm püklümlüğüyle müfettişin yanına çıktı. -O. Kemal.Devamını Oku
seklem: Kıldan, yünden dokunmuş çuval. On batman (un, vb).Devamını Oku
kenevir: Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki, kendir (Cannabis sativa). Kenevirgiller (Cannabaceae) familyasından, yaprakları…Devamını Oku
dustcloth: Toz bezi. Toz bezi, toz alma bezi, mobilyalardan toz almak için kullanılan kumaş parçasıDevamını Oku