Base
İngilizce Anlamı:
- Temel, taban, temel.
- Üs, merkez, karargah.
- Temel, temel ilke.
- Temel, temel madde.
- Temel, temel renk.
- Temel, temel ses.
- Temel, temel birim.
- Temel, temel yapı.
- Temel, temel işlev.
- Temel, temel özellik.
Türkçe Anlamı:
- Temel, taban, temel.
- Üs, merkez, karargah.
- Temel, temel ilke.
- Temel, temel madde.
- Temel, temel renk.
- Temel, temel ses.
- Temel, temel birim.
- Temel, temel yapı.
- Temel, temel işlev.
- Temel, temel özellik.
Örnekler:
- The base of the pyramid is a square. (Piramidin tabanı bir karedir.)
- The military base is located in the desert. (Askeri üs çölde bulunmaktadır.)
- The basic principle of democracy is the equality of all citizens. (Demokrasinin temel ilkesi tüm vatandaşların eşitliğidir.)
- The basic ingredient of bread is flour. (Ekmeğin temel maddesi undur.)
- The basic color of the sky is blue. (Gökyüzünün temel rengi mavidir.)
- The basic note of the scale is do. (Ölçeğin temel notası do’dur.)
- The basic unit of length is the meter. (Uzunluğun temel birimi metredir.)
- The basic structure of a house is a foundation, walls, and a roof. (Bir evin temel yapısı bir temel, duvarlar ve bir çatıdır.)
- The basic function of a computer is to process data. (Bir bilgisayarın temel işlevi veriyi işlemektir.)
- The basic characteristic of a human being is intelligence. (Bir insanın temel özelliği zekadır.)
İlgili Kelimeler:
- Basic (temel, temel)
- Fundamental (temel, temel)
- Primary (birincil, temel)
- Essential (temel, gerekli)
- Core (çekirdek, temel)
- Foundation (temel, temel)
- Basis (temel, temel)
- Root (kök, temel)
- Source (kaynak, temel)
- Origin (köken, temel)
Eş Anlamlılar:
- Foundation (temel, temel)
- Basis (temel, temel)
- Root (kök, temel)
- Source (kaynak, temel)
- Origin (köken, temel)
Zıt Anlamlılar:
- Superficial (yüzeysel)
- Secondary (ikincil)
- Nonessential (temel olmayan)
- Peripheral (çevresel)
- Advanced (ileri)
- Complex (karmaşık)
- Elaborate (işlenmiş)
- Sophisticated (sofistike)
- Refined (rafine edilmiş)
- Specialized (uzmanlaşmış)