envy: Gıpta etmek, haset etmek, kıskanmak. Gıpta etmek, imrenmek, gözü kalmak, kıskanmak, çekememek Gıpta, imrenme Kıskançlık, haset Gıpta edilen kimse veya…Devamını Oku
kıskanmak: Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak Örnek: Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım.…Devamını Oku
authorize: [authorize (Amer.) ] yetki vermek, ruhsat vermek, izin vermek, onaylamak Yetki vermek, saIâhiyet vermek Yetkili olarak kurmak İzin vermek Ruhsat…Devamını Oku
çekememek: Çekme işini yapamamak. Katlanamamak. Kıskanmak Örnek: Belli bir şey ki, bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar. H. TanerDevamını Oku
experience: Görmek, başından geçmek, çekmek, maruz kalmak, tecrübe etmek, denemek, tatmak, hissetmek Denemek, başından geçmek, tecrübe etmek, başına gelmek, maruz kalmak,…Devamını Oku
concede: Teslim etmek, kabul etmek, ikrar etmek Vermek, bırakmak, ihsan etmek. Ödün vermek; kabullenmek, kabul etmek zorunda kalmak; uygun bulmakDevamını Oku
witness: Şahit, tanık Şehadet, şahitlik, tanıklık Delil, burhan, hüccet, tanıt Şehadet etmek, tanıklık etmek Görmek, gözü ile görmek, müşahade etmek, şahit…Devamını Oku