benzetmek sözlük anlamı nedir?

Sözlükte benzetmek kelimesinin manası:

  1. Benzer duruma getirmek.
  2. Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak
    Örnek: Onu ceylana benzetiyorum. R. H. Karay
  3. Kötü bir duruma getirmek, bozmak.
  4. Dövmek.

benzetmek ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • pisletmek: Pis duruma getirmek, kirletmek Örnek: Ortalığı pisletmekten başka bir işe yaramayan kediler... R. N. Güntekin Kötü bir duruma sokmak. Devamını Oku
  • ağzına sıçmak: 1) birini çok kötü duruma sokmak; 2) bir şeyi, bir işi işe yaramaz duruma getirmek, bozmak. Devamını Oku
  • becermek: Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek Örnek: Becerebilsek şarkı da söyleyeceğiz. R. N. Güntekin Bir şeyi… Devamını Oku
  • allak bullak etmek: Karmakarışık bir duruma getirmek, düzeni bozmak Bir yeri veya bir şeyi dağıtmak. Aklını, zihnini düşünemez duruma getirmek. Devamını Oku
  • yapmak: Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Örnek: Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan Olmasına yol… Devamını Oku
  • karartmak: Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak. Karanlık duruma getirmek. Işığı kısmak veya örtmek. Kötü bir duruma getirmek Örnek: Seyahat onu yormuş… Devamını Oku
  • biçimlendirmek: Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek Örnek: Parmaklar artık kuvvetin değil, deli eden arzunun gücünü biçimlendiriyordu. T. Buğra Yazı… Devamını Oku
  • altüst etmek: Alt yüzünü üst yüzüne getirmek. Çok karışık duruma getirmek, düzenini bozmak Örnek: Kimsenin dokunamadığı düzgün kâğıtlarını ben altüst ederdim. H.… Devamını Oku
  • dikleştirmek: Dik duruma getirmek Örnek: Müfettiş bey, oturuşunu daha da dikleştirdi. T. Buğra Sert duruma getirmek. Devamını Oku
  • keskinleştirmek: Keskin duruma getirmek Örnek: Her uzlaşma teklifi gönüllerindeki görev duygusunu kuvvetlendirmekten, keskinleştirmekten başka bir şeye yaramadı. T. Buğra Devamını Oku
  • ısıtmak: Sıcak duruma getirmek Örnek: Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin. M. Ş. Esendal Çekici, olumlu, hoş bir… Devamını Oku
  • kurutmak: Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek Örnek: Göz yaşlarını kurut, dedi; bilirsin ki kader değişmez. C. Meriç Bitki canlılığını… Devamını Oku
  • devşirmek: Bir araya getirmek, derlemek, toplamak Örnek: Köylü kızları gülüşe çağrışa kuru incir devşiriyorlardı. Halikarnas Balıkçısı Katlamak, düzgün duruma getirmek Örnek:… Devamını Oku
  • yumuşatmak: Sertliğini gidermek, yumuşak duruma getirmek. Kabalığını, katılığını, sertliğini veya acımasızlığını ortadan kaldıracak duruma getirmek Örnek: Karşıma geçip beni yumuşatınca razı… Devamını Oku
  • çarpıtmak: Çarpık duruma getirmek Örnek: Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur. R. N. Güntekin Yanlışa ve kötü… Devamını Oku