better

Better: İngilizce ve Türkçe Anlamı

“Better” kelimesi, İngilizce’de “daha iyi” anlamına gelir. Türkçe’de ise “daha iyi”, “iyileşmiş”, “daha üstün” gibi anlamlara gelir. “Better” kelimesi, genellikle bir şeyin daha iyi hale geldiğini veya bir şeyin diğerinden daha iyi olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “I feel better today than I did yesterday.” (Dünden daha iyi hissediyorum.) veya “This is a better option than the other one.” (Bu, diğerinden daha iyi bir seçenek.) gibi cümlelerde kullanılır.

Better Kelimesinin Kullanımı

“Better” kelimesi, çeşitli şekillerde kullanılabilir. İşte “better” kelimesinin kullanımına ilişkin bazı örnekler:

  • Sıfat olarak: “Better” kelimesi, bir şeyin daha iyi olduğunu belirtmek için sıfat olarak kullanılabilir. Örneğin, “This is a better car than my old one.” (Bu, eski arabamdan daha iyi bir araba.) veya “I have a better job now.” (Şimdi daha iyi bir işim var.) gibi cümlelerde kullanılır.
  • Zarf olarak: “Better” kelimesi, bir şeyin daha iyi yapıldığını belirtmek için zarf olarak kullanılabilir. Örneğin, “I can do it better than you.” (Bunu senden daha iyi yapabilirim.) veya “I can speak English better now.” (Artık İngilizceyi daha iyi konuşabiliyorum.) gibi cümlelerde kullanılır.
  • Fiil olarak: “Better” kelimesi, bir şeyi daha iyi hale getirmek anlamında fiil olarak da kullanılabilir. Örneğin, “I need to better myself.” (Kendimi geliştirmem gerekiyor.) veya “We need to better our communication.” (İletişimimizi iyileştirmemiz gerekiyor.) gibi cümlelerde kullanılır.

Better Kelimesinin Karşıt Anlamları

“Better” kelimesinin karşıt anlamları arasında “worse” (daha kötü), “bad” (kötü) ve “poor” (zayıf) gibi kelimeler yer alır.

Better Kelimesinin Eş Anlamları

“Better” kelimesinin eş anlamları arasında “improved” (iyileşmiş), “superior” (üstün) ve “finer” (daha iyi) gibi kelimeler yer alır.

Better Kelimesinin Örnek Cümleleri

  • I feel better today than I did yesterday. (Dünden daha iyi hissediyorum.)
  • This is a better option than the other one. (Bu, diğerinden daha iyi bir seçenek.)
  • I can do it better than you. (Bunu senden daha iyi yapabilirim.)
  • I can speak English better now. (Artık İngilizceyi daha iyi konuşabiliyorum.)
  • I need to better myself. (Kendimi geliştirmem gerekiyor.)
  • We need to better our communication. (İletişimimizi iyileştirmemiz gerekiyor.)
  • This is a better car than my old one. (Bu, eski arabamdan daha iyi bir araba.)
  • I have a better job now. (Şimdi daha iyi bir işim var.)
  • The weather is better today than it was yesterday. (Bugün hava dün olduğundan daha iyi.)
  • I’m feeling better now that I’ve taken some medicine. (İlaç aldıktan sonra şimdi daha iyi hissediyorum.)

Yayımlandı

kategorisi