better
İngilizce Anlamı:
- More satisfactory, desirable, or advantageous.
- More skilled or capable.
- In a more favorable or advantageous position.
- Improved in health or condition.
- More than; exceeding.
Türkçe Anlamı:
- Daha iyi, daha arzu edilir veya daha avantajlı.
- Daha yetenekli veya daha becerikli.
- Daha elverişli veya daha avantajlı bir konumda.
- Sağlık veya durum açısından iyileşmiş.
- Daha fazla; aşan.
Örnekler:
- I like the blue dress better than the red one. (Mavi elbiseyi kırmızı elbiseden daha çok beğendim.)
- She is a better singer than her sister. (O, kız kardeşinden daha iyi bir şarkıcı.)
- We are in a better position now than we were a year ago. (Şimdi bir yıl öncesine göre daha iyi bir durumdayız.)
- I am feeling better today than I did yesterday. (Bugün dün olduğumdan daha iyi hissediyorum.)
- We need to sell at least 100 units to break even, but I think we can do better than that. (En az 100 birim satmamız gerekiyor, ancak bundan daha iyisini yapabileceğimizi düşünüyorum.)
better kelimesi, karşılaştırma yapmak için kullanılan bir sıfattır. Genellikle “more” (daha fazla) kelimesiyle birlikte kullanılır. Örneğin, “I like the blue dress better than the red one.” cümlesinde “better” kelimesi “more” kelimesiyle birlikte kullanılarak mavi elbisenin kırmızı elbiseden daha çok beğenildiği belirtilmiştir.
better kelimesi ayrıca bir zarf olarak da kullanılabilir. Bu durumda, “in a better way” (daha iyi bir şekilde) veya “to do better” (daha iyisini yapmak) gibi ifadelerde kullanılır. Örneğin, “We are in a better position now than we were a year ago.” cümlesinde “better” kelimesi bir zarf olarak kullanılarak şimdiki durumun bir yıl öncesine göre daha iyi olduğu belirtilmiştir.
better kelimesi, İngilizce’de sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Karşılaştırma yapmak, iyileştirme yapmak veya bir şeyin daha iyi olduğunu belirtmek için kullanılabilir.