Bowl
İngilizce Anlamı:
- Bir sıvıyı veya katıyı tutmak için kullanılan, genellikle yuvarlak veya oval şekilli, derin bir kap.
- Bir spor müsabakasında kullanılan, genellikle ahşap veya metalden yapılmış, yuvarlak veya oval şekilli bir nesne.
- Bir stadyum veya arenanın ortasında bulunan, spor müsabakalarının yapıldığı alan.
- Bir tiyatronun veya konser salonunun ortasında bulunan, sahnenin önünde yer alan bölüm.
- Bir geminin veya uçağın iç kısmında bulunan, yolcuların veya mürettebatın oturduğu bölüm.
- Bir bilgisayarın veya diğer elektronik cihazın iç kısmında bulunan, çeşitli bileşenleri barındıran bölüm.
Türkçe Anlamı:
- Kase
- Çanak
- Leğen
- Tekne
- Bardak
- Fincan
- Kupa
- Top
- Saha
- Sahne
- Salon
- Bölme
- Bölüm
Örnek Cümleler:
- I put the soup in a bowl. (Çorbayı kaseye koydum.)
- The team won the bowl game. (Takım, kase maçını kazandı.)
- The bowl was filled with water. (Tekne suyla doluydu.)
- The bowl was in the center of the stadium. (Tekne stadyumun ortasındaydı.)
- The bowl was in the front of the stage. (Tekne sahnenin önündeydi.)
- The bowl was in the middle of the plane. (Tekne uçağın ortasındaydı.)
- The bowl was in the back of the computer. (Tekne bilgisayarın arkasındaydı.)
Bowl İle İlgili Deyimler ve Atasözleri:
- A bowl of cherries: Çok kolay bir iş.
- A bowl of rice: Çok basit bir yemek.
- A bowl of soup: Çok sıradan bir şey.
- A bowl of water: Çok basit bir içecek.
- A bowl of flowers: Çok güzel bir hediye.
- A bowl of fruit: Çok sağlıklı bir yiyecek.
- A bowl of candy: Çok lezzetli bir yiyecek.
- A bowl of nuts: Çok çılgın bir şey.
- A bowl of laughs: Çok eğlenceli bir şey.
- A bowl of tears: Çok üzücü bir şey.
Bowl İle İlgili Kelimeler:
- Bowlful: Bir kase dolusu.
- Bowl-shaped: Kase şeklinde.
- Bowl-like: Kase benzeri.
- Bowl-maker: Kase yapan kişi.
- Bowl-selling: Kase satan kişi.
- Bowl-washing: Kase yıkama.
- Bowl-drying: Kase kurutma.
- Bowl-polishing: Kase parlatma.
- Bowl-repairing: Kase tamir etme.
- Bowl-collecting: Kase koleksiyonculuğu.