Case
İngilizce Anlamı:
- Bir şeyin veya birinin durumu veya durumu.
- Bir davada veya tartışmada bir tarafın iddiası veya savunması.
- Bir mahkemede veya başka bir yasal forumda yargılanan bir dava.
- Bir hastalığın veya tıbbi durumun belirtileri ve semptomları.
- Bir dilbilgisi durumunu veya bir kelimenin veya ifadenin kullanımını belirten bir dilbilgisi eki.
- Bir bilgisayar sisteminde veya ağında bir bilgisayar veya başka bir cihaz.
- Bir müzik aletinde bir dizi nota veya akor.
- Bir kitap, dergi veya gazetenin tek bir sayısı.
- Bir şişe veya başka bir kaptaki içecek miktarı.
- Bir grup veya sınıfın üyesi.
Türkçe Anlamı:
- Bir şeyin veya birinin durumu veya durumu.
- Bir davada veya tartışmada bir tarafın iddiası veya savunması.
- Bir mahkemede veya başka bir yasal forumda yargılanan bir dava.
- Bir hastalığın veya tıbbi durumun belirtileri ve semptomları.
- Bir dilbilgisi durumunu veya bir kelimenin veya ifadenin kullanımını belirten bir dilbilgisi eki.
- Bir bilgisayar sisteminde veya ağında bir bilgisayar veya başka bir cihaz.
- Bir müzik aletinde bir dizi nota veya akor.
- Bir kitap, dergi veya gazetenin tek bir sayısı.
- Bir şişe veya başka bir kaptaki içecek miktarı.
- Bir grup veya sınıfın üyesi.
Örnekler:
- The case for the prosecution was strong. (Savcılığın davası güçlüydü.)
- The patient’s case is improving. (Hastanın durumu düzeliyor.)
- The word “case” has several different meanings. (“Case” kelimesinin birkaç farklı anlamı vardır.)
- My computer case is made of aluminum. (Bilgisayar kasam alüminyumdan yapılmıştır.)
- The band played a medley of their greatest hits. (Grup en büyük hitlerinden oluşan bir potpuri çaldı.)
- I bought a new case of soda. (Yeni bir kasa soda aldım.)
- He is a member of the working class. (O işçi sınıfının bir üyesidir.)
Case ifadesiyle ilgili diğer ifadeler:
- Case in point (Örneğin)
- Case study (Vaka çalışması)
- Case law (Yargıtay kararları)
- Case management (Dava yönetimi)
- Case worker (Sosyal hizmet uzmanı)
Case ifadesiyle ilgili atasözleri:
- A bad case of the Mondays (Pazartesi sendromu)
- A case of mistaken identity (Yanlış kimlik davası)
- A case of sour grapes (Ekşi üzüm sendromu)
- A closed case (Kapalı dava)
- A lost cause (Kayıp dava)