Sözlükte çekirdek kelimesinin manası:
- Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum.
- Yenmek için satılan kabak veya ayçiçeği tohumu
Örnek: Şimdi bir sinemada kabak çekirdeği yiyorlar. S. F. Abasıyanık- Ağaçlarda soyulmayan bölüm.
- Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik.
- Atom çekirdeği.
- Bir şeyin temelini oluşturan, öz, nüve.
- Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü.
- Hücrelerin çoğunda bulunan, genetik bilgiyi taşıyan zarla çevrili organel.
- Ökaryot hücrelerde bir veya daha fazla sayıda bulunan kalıtım materyali olan DNA ile çeşitli organik ve inorganik maddeler kapsayan çift zarla çevrelenerek sitoplazmadan ayrılmış olan hücre organeli, nükleus.
- Hücrenin metabolizma fazında sitoplazmadan çift çekirdek zarı aracılığıyla ayrılan, DNA ile çeşitli organik ve inorganik maddeleri içeren hücre bölümü, nükleus.
- Ökaryotlarda bir veya daha fazla bulunan, kalıtım materyali olan DNA'yla çeşitli organik ve inorganik maddeler kapsayan, çift zarla çevrelenerek stoplazmadan ayrılmış olan hücre organeli, nükleus.
- Halatlarda etrafına damarların, damarlarda ise damar tellerinin sarıldığı göbek kısmı, öz.