clear ne demek

Clear: Anlamı, Kullanımı ve Örnekler

Anlamı:

  • Açık, net, anlaşılır
  • Berrak, şeffaf
  • Temiz, saf
  • Boş, açık alan
  • Serbest, engelsiz
  • Masum, suçsuz
  • Kesin, kesinlikli
  • Açıkça, net bir şekilde

Kullanımı:

  • “Clear” kelimesi, bir şeyin açık, net ve anlaşılır olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “The instructions were clear and easy to follow.” (Talimatlar açık ve anlaşılması kolaydı.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin berrak ve şeffaf olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “The water in the lake was crystal clear.” (Göldeki su kristal berraklığındaydı.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin temiz ve saf olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “The air in the mountains was clean and clear.” (Dağlardaki hava temiz ve saf.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin boş ve açık alan olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “There was a clear field in front of the house.” (Evin önünde açık bir alan vardı.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin serbest ve engelsiz olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “The road was clear of traffic.” (Yol trafiğe kapalıydı.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin masum ve suçsuz olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “He was cleared of all charges.” (Tüm suçlamalardan aklandı.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin kesin ve kesinlikli olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “The evidence was clear and convincing.” (Kanıtlar açık ve ikna ediciydi.)
  • “Clear” kelimesi, bir şeyin açıkça ve net bir şekilde olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “He made it clear that he was not interested.” (İlgi duymadığını açıkça belirtti.)

Örnekler:

  • “The doctor gave me a clear explanation of my condition.” (Doktor bana durumum hakkında açık bir açıklama yaptı.)
  • “The glass window was crystal clear.” (Cam pencere kristal berraklığındaydı.)
  • “The water in the pool was clean and clear.” (Havuzdaki su temiz ve saf.)
  • “There was a clear path through the forest.” (Ormanda açık bir yol vardı.)
  • “The sky was clear and blue.” (Gökyüzü açık ve maviydi.)
  • “He was cleared of all charges and released from prison.” (Tüm suçlamalardan aklandı ve hapisten serbest bırakıldı.)
  • “The evidence was clear and convincing, and the jury found the defendant guilty.” (Kanıtlar açık ve ikna ediciydi ve jüri sanığı suçlu buldu.)
  • “He made it clear that he was not interested in dating me.” (Benimle çıkmakla ilgilenmediğini açıkça belirtti.)

Yayımlandı

kategorisi