Concede: İngilizce ve Türkçe Anlamı
“Concede” kelimesi, İngilizce’de “kabul etmek, itiraf etmek, teslim olmak” anlamlarına gelir. Türkçe’de ise “kabul etmek, itiraf etmek, teslim olmak, vazgeçmek” anlamlarına gelir.
Concede Kelimesinin Kullanımı
Concede kelimesi, genellikle bir tartışma veya anlaşmazlık sırasında kullanılır. Bir kişi, diğer kişinin görüşünü veya iddiasını kabul ettiğinde veya teslim olduğunda, “concede” kelimesini kullanır. Örneğin:
- “I concede that you are right. I was wrong.” (Haklı olduğunuzu kabul ediyorum. Ben yanılmışım.)
- “The company conceded that it had made a mistake.” (Şirket, hata yaptığını kabul etti.)
- “The politician conceded defeat in the election.” (Politikacı, seçimde yenilgiyi kabul etti.)
Concede kelimesi, ayrıca bir hakkı veya ayrıcalığı vazgeçmek anlamında da kullanılır. Örneğin:
- “The company conceded its exclusive rights to the patent.” (Şirket, patentin münhasır haklarından vazgeçti.)
- “The government conceded its authority to regulate the industry.” (Hükümet, sektörü düzenleme yetkisinden vazgeçti.)
Concede Kelimesinin Eş Anlamlıları
Concede kelimesinin İngilizce’deki eş anlamlıları şunlardır:
- admit
- acknowledge
- confess
- grant
- allow
- yield
- surrender
Concede kelimesinin Türkçe’deki eş anlamlıları şunlardır:
- kabul etmek
- itiraf etmek
- teslim olmak
- vazgeçmek
- feragat etmek
- terk etmek
- bırakmak
Concede Kelimesinin Zıt Anlamlıları
Concede kelimesinin İngilizce’deki zıt anlamlıları şunlardır:
- deny
- refuse
- reject
- resist
- oppose
Concede kelimesinin Türkçe’deki zıt anlamlıları şunlardır:
- reddetmek
- inkar etmek
- karşı koymak
- direnmek
- itiraz etmek
Concede Kelimesinin Örnek Cümleleri
- “The politician conceded defeat in the election, but he vowed to continue fighting for his beliefs.” (Politikacı, seçimde yenilgiyi kabul etti, ancak inançları için mücadele etmeye devam edeceğine söz verdi.)
- “The company conceded that it had made a mistake, and it offered refunds to customers who had purchased the defective product.” (Şirket, hata yaptığını kabul etti ve arızalı ürünü satın alan müşterilere para iadesi teklif etti.)
- “The government conceded its authority to regulate the industry, but it said that it would continue to monitor the industry to ensure that it was operating in a safe and responsible manner.” (Hükümet, sektörü düzenleme yetkisinden vazgeçti, ancak sektörün güvenli ve sorumlu bir şekilde faaliyet göstermesini sağlamak için sektörü izlemeye devam edeceğini söyledi.)
- “The athlete conceded that his opponent was a better player, but he said that he would continue to train hard and improve his skills.” (Sporcu, rakibinin daha iyi bir oyuncu olduğunu kabul etti, ancak sıkı bir şekilde çalışmaya ve becerilerini geliştirmeye devam edeceğini söyledi.)
- “The team conceded a goal in the first half, but they came back strong in the second half and won the game.” (Takım, ilk yarıda bir gol yedi, ancak ikinci yarıda güçlü bir şekilde geri döndü ve maçı kazandı.)