Contingent: Bağlı, Şartlı, Bağımlı
İngilizce Anlamı:
- Bir şeye bağlı veya şartlı olan.
- Bir şeye bağlı olarak var olan veya gerçekleşen.
- Bir şeye bağlı olarak değişen veya farklılık gösteren.
- Bir şeye bağlı olarak oluşan veya ortaya çıkan.
- Bir şeye bağlı olarak belirlenen veya kararlaştırılan.
- Bir şeye bağlı olarak yapılan veya gerçekleştirilen.
- Bir şeye bağlı olarak verilen veya alınan.
- Bir şeye bağlı olarak kabul edilen veya reddedilen.
- Bir şeye bağlı olarak desteklenen veya karşı çıkılan.
- Bir şeye bağlı olarak savunulan veya eleştirilen.
Türkçe Anlamı:
- Bağlı, şartlı, bağımlı.
- Bir şeye bağlı olarak var olan veya gerçekleşen.
- Bir şeye bağlı olarak değişen veya farklılık gösteren.
- Bir şeye bağlı olarak oluşan veya ortaya çıkan.
- Bir şeye bağlı olarak belirlenen veya kararlaştırılan.
- Bir şeye bağlı olarak yapılan veya gerçekleştirilen.
- Bir şeye bağlı olarak verilen veya alınan.
- Bir şeye bağlı olarak kabul edilen veya reddedilen.
- Bir şeye bağlı olarak desteklenen veya karşı çıkılan.
- Bir şeye bağlı olarak savunulan veya eleştirilen.
Örnekler:
- The success of the project is contingent upon the availability of funding. (Projenin başarısı, finansmanın mevcudiyetine bağlıdır.)
- The price of the product is contingent upon the market demand. (Ürünün fiyatı, piyasa talebine bağlıdır.)
- The validity of the contract is contingent upon the signature of both parties. (Sözleşmenin geçerliliği, her iki tarafın imzasına bağlıdır.)
- The decision to go to war is contingent upon the results of the peace negotiations. (Savaşa girme kararı, barış müzakerelerinin sonuçlarına bağlıdır.)
- The release of the prisoner is contingent upon the payment of a ransom. (Mahkumun serbest bırakılması, fidyenin ödenmesine bağlıdır.)
Contingent ifadesinin kullanıldığı diğer bazı örnekler şunlardır:
- Contingent liability (Şartlı yükümlülük)
- Contingent asset (Şartlı varlık)
- Contingent claim (Şartlı hak talebi)
- Contingent fee (Şartlı ücret)
- Contingent interest (Şartlı faiz)
- Contingent order (Şartlı emir)
- Contingent plan (Şartlı plan)
- Contingent right (Şartlı hak)
- Contingent valuation (Şartlı değerleme)
- Contingent worker (Şartlı çalışan)
Contingent ifadesinin eş anlamlıları şunlardır:
- Conditional (Şartlı)
- Dependent (Bağımlı)
- Subject to (Tabi)
- Based on (Dayalı)
- Determined by (Belirlenen)
- Influenced by (Etkilenen)
- Affected by (Etkilenen)
- Governed by (Yönetilen)
- Controlled by (Kontrol edilen)
- Regulated by (Düzenlenen)
Contingent ifadesinin zıt anlamlıları şunlardır:
- Absolute (Mutlak)
- Unconditional (Şartsız)
- Independent (Bağımsız)
- Free from (Özgür)
- Not subject to (Tabi değil)
- Not based on (Dayalı değil)
- Not determined by (Belirlenmeyen)
- Not influenced by (Etkilenmeyen)
- Not affected by (Etkilenmeyen)
- Not governed by (Yönetilmeyen)
- Not controlled by (Kontrol edilmeyen)
- Not regulated by (Düzenlenmeyen)