Convey Kelimesinin Anlamı ve Kullanımı
İngilizce Anlamı:
- (bir şeyi) bir yerden başka bir yere taşımak veya göndermek
- (bir fikri veya mesajı) birine iletmek veya aktarmak
- (bir duyguyu veya düşünceyi) ifade etmek veya göstermek
- (bir hakkı veya yetkiyi) birine vermek veya devretmek
Türkçe Anlamı:
- (bir şeyi) bir yerden başka bir yere taşımak veya göndermek
- (bir fikri veya mesajı) birine iletmek veya aktarmak
- (bir duyguyu veya düşünceyi) ifade etmek veya göstermek
- (bir hakkı veya yetkiyi) birine vermek veya devretmek
Convey Kelimesinin Kullanımına Örnekler:
- The company conveyed the goods to the customer by truck. (Şirket, malları müşteriye kamyonla taşıdı.)
- The teacher conveyed the lesson to the students in a clear and concise manner. (Öğretmen, dersi öğrencilere açık ve öz bir şekilde aktardı.)
- The artist conveyed the emotion of sadness in his painting. (Sanatçı, resminde üzüntü duygusunu ifade etti.)
- The government conveyed the authority to the local government to collect taxes. (Hükümet, vergi toplama yetkisini yerel yönetime devretti.)
Convey Kelimesinin Eş Anlamlıları:
- transport
- carry
- deliver
- communicate
- express
- convey
- transfer
- assign
Convey Kelimesinin Zıt Anlamlıları:
- withhold
- conceal
- hide
- suppress
- repress
- inhibit
Convey Kelimesinin Kökeni:
Convey kelimesi, Latince “convehere” kelimesinden türemiştir. Convehere kelimesi, “birlikte taşımak” anlamına gelir.
Convey Kelimesinin Kullanıldığı Deyimler ve Atasözleri:
- convey a message (bir mesaj iletmek)
- convey one’s thoughts (düşüncelerini ifade etmek)
- convey a right (bir hakkı devretmek)
- convey a property (bir mülkü devretmek)
- convey a feeling (bir duyguyu ifade etmek)
Convey Kelimesinin Kullanıldığı Cümleler:
- The company conveyed the goods to the customer by truck. (Şirket, malları müşteriye kamyonla taşıdı.)
- The teacher conveyed the lesson to the students in a clear and concise manner. (Öğretmen, dersi öğrencilere açık ve öz bir şekilde aktardı.)
- The artist conveyed the emotion of sadness in his painting. (Sanatçı, resminde üzüntü duygusunu ifade etti.)
- The government conveyed the authority to the local government to collect taxes. (Hükümet, vergi toplama yetkisini yerel yönetime devretti.)
- The company conveyed its intention to acquire the other company. (Şirket, diğer şirketi satın alma niyetini iletti.)
- The lawyer conveyed the client’s wishes to the court. (Avukat, müvekkilin isteklerini mahkemeye iletti.)
- The speaker conveyed his message to the audience in a powerful and moving way. (Konuşmacı, mesajını dinleyicilere güçlü ve etkileyici bir şekilde iletti.)
- The author conveyed the character’s emotions in a vivid and believable way. (Yazar, karakterin duygularını canlı ve inandırıcı bir şekilde ifade etti.)
- The film conveyed the director’s vision in a stunning and unforgettable way. (Film, yönetmenin vizyonunu çarpıcı ve unutulmaz bir şekilde aktardı.)
- The song conveyed the singer’s heartbreak in a raw and emotional way. (Şarkı, şarkıcının kalp kırıklığını ham ve duygusal bir şekilde ifade etti.)