convey ne demek

Convey Kelimesinin Anlamı ve Kullanımı

İngilizce Anlamı:

  1. (bir şeyi) bir yerden başka bir yere taşımak veya göndermek
  2. (bir fikri veya mesajı) birine iletmek veya aktarmak
  3. (bir duyguyu veya düşünceyi) ifade etmek veya göstermek
  4. (bir hakkı veya yetkiyi) birine vermek veya devretmek

Türkçe Anlamı:

  1. (bir şeyi) bir yerden başka bir yere taşımak veya göndermek
  2. (bir fikri veya mesajı) birine iletmek veya aktarmak
  3. (bir duyguyu veya düşünceyi) ifade etmek veya göstermek
  4. (bir hakkı veya yetkiyi) birine vermek veya devretmek

Convey Kelimesinin Kullanımına Örnekler:

  • The company conveyed the goods to the customer by truck. (Şirket, malları müşteriye kamyonla taşıdı.)
  • The teacher conveyed the lesson to the students in a clear and concise manner. (Öğretmen, dersi öğrencilere açık ve öz bir şekilde aktardı.)
  • The artist conveyed the emotion of sadness in his painting. (Sanatçı, resminde üzüntü duygusunu ifade etti.)
  • The government conveyed the authority to the local government to collect taxes. (Hükümet, vergi toplama yetkisini yerel yönetime devretti.)

Convey Kelimesinin Eş Anlamlıları:

  • transport
  • carry
  • deliver
  • communicate
  • express
  • convey
  • transfer
  • assign

Convey Kelimesinin Zıt Anlamlıları:

  • withhold
  • conceal
  • hide
  • suppress
  • repress
  • inhibit

Convey Kelimesinin Kökeni:

Convey kelimesi, Latince “convehere” kelimesinden türemiştir. Convehere kelimesi, “birlikte taşımak” anlamına gelir.

Convey Kelimesinin Kullanıldığı Deyimler ve Atasözleri:

  • convey a message (bir mesaj iletmek)
  • convey one’s thoughts (düşüncelerini ifade etmek)
  • convey a right (bir hakkı devretmek)
  • convey a property (bir mülkü devretmek)
  • convey a feeling (bir duyguyu ifade etmek)

Convey Kelimesinin Kullanıldığı Cümleler:

  • The company conveyed the goods to the customer by truck. (Şirket, malları müşteriye kamyonla taşıdı.)
  • The teacher conveyed the lesson to the students in a clear and concise manner. (Öğretmen, dersi öğrencilere açık ve öz bir şekilde aktardı.)
  • The artist conveyed the emotion of sadness in his painting. (Sanatçı, resminde üzüntü duygusunu ifade etti.)
  • The government conveyed the authority to the local government to collect taxes. (Hükümet, vergi toplama yetkisini yerel yönetime devretti.)
  • The company conveyed its intention to acquire the other company. (Şirket, diğer şirketi satın alma niyetini iletti.)
  • The lawyer conveyed the client’s wishes to the court. (Avukat, müvekkilin isteklerini mahkemeye iletti.)
  • The speaker conveyed his message to the audience in a powerful and moving way. (Konuşmacı, mesajını dinleyicilere güçlü ve etkileyici bir şekilde iletti.)
  • The author conveyed the character’s emotions in a vivid and believable way. (Yazar, karakterin duygularını canlı ve inandırıcı bir şekilde ifade etti.)
  • The film conveyed the director’s vision in a stunning and unforgettable way. (Film, yönetmenin vizyonunu çarpıcı ve unutulmaz bir şekilde aktardı.)
  • The song conveyed the singer’s heartbreak in a raw and emotional way. (Şarkı, şarkıcının kalp kırıklığını ham ve duygusal bir şekilde ifade etti.)

Yayımlandı

kategorisi