demet

  1. Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam.

  2. Bitki veya çiçek destesi

    Örnek:

    Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki, bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı. Y. K. Karaosmanoğlu

  3. Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon.

  4. Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu.

  5. Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.

  6. Koşut doğrultuda yayılan ışın kümesi.

  7. Belirli bir yönde yol alan ışınım; özellikle ışındemeti ya da elektrondemeti.

  8. Kesim sıraları bozulmadan bir araya bağlanmış kaplama yaprakları.

  9. Bk. demet

  10. Bitki veya çiçek bağlamı.

  11. Bağlanarak oluşturulmuş deste.

  12. 1. bağlanarak, oluşturulan deste. 2. biçilip bağlanmış ekin. 3. bir kaynaktan çıkan ışıkların meydana getirdiği ışık destesi, hazne.


Yayımlandı

kategorisi