deteriorate

Deteriorate: Bozulmak, Kötüleşmek

Anlamı:

• Bir şeyin kalitesinin, durumunun veya değerinin zamanla azalması veya kötüleşmesi.
• Bir şeyin bozulması, çürümesi veya yok olması.
• Bir şeyin sağlık veya zihinsel durumunun kötüleşmesi.

Örnekler:

• The building has deteriorated over the years. (Bina yıllar içinde bozuldu.)
• The food has deteriorated and is now unsafe to eat. (Yiyecek bozuldu ve artık yemek için güvenli değil.)
• The patient’s health has deteriorated rapidly. (Hastanın sağlığı hızla kötüleşti.)

Zıt anlamlısı:

• Improve (iyileştirmek)
• Get better (daha iyi olmak)
• Progress (ilerleme kaydetmek)

Kullanım alanları:

• Deteriorate kelimesi, çeşitli bağlamlarda kullanılabilir. Örneğin, bir binanın, bir yiyeceğin, bir kişinin sağlığının veya bir ekonomik durumun kötüleşmesini tanımlamak için kullanılabilir.
• Deteriorate kelimesi, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır. Ancak, bazı durumlarda olumlu bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, bir kişinin sağlığının kötüleşmesi, bazen iyileşmenin ilk adımı olarak görülebilir.

Kökeni:

• Deteriorate kelimesi, Latince “deterior” (daha kötü) kelimesinden türemiştir.
• Deteriorate kelimesi, İngilizce’ye 14. yüzyılda girmiştir.

Çeviri:

• Deteriorate kelimesinin Türkçe karşılığı “bozulmak” veya “kötüleşmek”tir.
• Deteriorate kelimesi, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır. Ancak, bazı durumlarda olumlu bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, bir kişinin sağlığının kötüleşmesi, bazen iyileşmenin ilk adımı olarak görülebilir.

Örnek cümleler:

• The building has deteriorated over the years and is now in danger of collapsing. (Bina yıllar içinde bozuldu ve artık çökme tehlikesiyle karşı karşıya.)
• The food has deteriorated and is now unsafe to eat. (Yiyecek bozuldu ve artık yemek için güvenli değil.)
• The patient’s health has deteriorated rapidly and he is now in critical condition. (Hastanın sağlığı hızla kötüleşti ve şimdi kritik durumda.)
• The economy has deteriorated in recent months and many people are losing their jobs. (Ekonomi son aylarda kötüleşti ve birçok kişi işini kaybetti.)
• The relationship between the two countries has deteriorated in recent years. (İki ülke arasındaki ilişki son yıllarda kötüleşti.)