divert

divert: Fiil

İngilizce Anlamı:

  1. (birinin dikkatini veya ilgisini) başka bir yöne çekmek veya başka bir şeye yönlendirmek.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendirmek.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Türkçe Anlamı:

  1. (birinin dikkatini veya ilgisini) başka bir yöne çekmek veya başka bir şeye yönlendirmek.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendirmek.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Örnekler:

  • The teacher diverted the children’s attention to the blackboard.
    Öğretmen çocukların dikkatini tahtaya çekti.
  • The company diverted its resources to the new project.
    Şirket kaynaklarını yeni projeye yönlendirdi.
  • The river was diverted to a new channel.
    Nehir yeni bir kanala yönlendirildi.
  • The money was diverted to a charity.
    Para bir hayır kurumuna aktarıldı.
  • The patient was diverted to another hospital.
    Hasta başka bir hastaneye sevk edildi.

divert: İsim

İngilizce Anlamı:

  1. (birinin dikkatini veya ilgisini) başka bir yöne çeken veya başka bir şeye yönlendiren bir şey.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendiren bir şey.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendiren bir şey.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Türkçe Anlamı:

  1. (birinin dikkatini veya ilgisini) başka bir yöne çeken veya başka bir şeye yönlendiren bir şey.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendiren bir şey.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendiren bir şey.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Örnekler:

  • The music was a welcome diversion from the stress of the day.
    Müzik, günün stresinden hoş bir kaçıştı.
  • The new project was a diversion from the company’s usual line of business.
    Yeni proje, şirketin normal iş kolundan bir sapmaydı.
  • The river diversion was a major engineering project.
    Nehir yönlendirmesi büyük bir mühendislik projesiydi.
  • The money diversion was a scandal.
    Para aktarımı bir skandaldı.
  • The patient diversion was a necessary measure to ensure the best possible care.
    Hasta yönlendirmesi, mümkün olan en iyi bakımı sağlamak için gerekli bir önlemdi.

divert: Deyim

İngilizce Anlamı:

  1. (birini) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendirmek.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Türkçe Anlamı:

  1. (birini) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  2. (bir şeyi) başka bir yöne veya başka bir amaca yönlendirmek.
  3. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye yönlendirmek.
  4. (bir şeyi) başka bir şekilde kullanmak veya başka bir amaç için kullanmak.
  5. (bir şeyi) başka bir yere veya başka bir kişiye aktarmak.

Örnekler:

  • The teacher diverted the children’s attention to the blackboard.
    Öğretmen çocukların dikkatini tahtaya çekti.
  • The company diverted its resources to the new project.
    Şirket kaynaklarını yeni projeye yönlendirdi.
  • The river was diverted to a new channel.
    Nehir yeni bir kanala yönlendirildi.
  • The money was diverted to a charity.
    Para bir hayır kurumuna aktarıldı.
  • The patient was diverted to another hospital.
    Hasta başka bir hastaneye sevk edildi.

Yayımlandı

kategorisi