do ne demek

Do

Do, bir şeyin varlığını veya gerçekliğini ifade eden bir kelimedir. Ayrıca, bir eylemin veya durumun gerçekleştiğini veya devam ettiğini belirtmek için de kullanılır. Do, İngilizce’de “to do” fiilinin geçmiş zamanıdır.

Do’nun Kullanımı

Do, genellikle bir cümlenin başında veya ortasında kullanılır. Bir cümlenin başında kullanıldığında, genellikle bir eylemin veya durumun gerçekleştiğini veya devam ettiğini belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • I do my homework every night. (Her gece ödevimi yaparım.)
  • She does not like to go to the movies. (Sinemaya gitmekten hoşlanmıyor.)
  • They are doing their best. (Ellerinden geleni yapıyorlar.)

Do, bir cümlenin ortasında kullanıldığında, genellikle bir eylemin veya durumun gerçekleştiğini veya devam ettiğini vurgulamak için kullanılır. Örneğin:

  • I really do love you. (Seni gerçekten seviyorum.)
  • He does not really want to go. (Gerçekten gitmek istemiyor.)
  • They are doing their best, but it is not enough. (Ellerinden geleni yapıyorlar, ama yeterli değil.)

Do’nun Çeşitli Anlamları

Do, çeşitli anlamlarda kullanılabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Bir eylemi veya durumu gerçekleştirmek: I do my homework every night. (Her gece ödevimi yaparım.)
  • Bir eylemi veya durumu yapmaktan kaçınmak: She does not like to go to the movies. (Sinemaya gitmekten hoşlanmıyor.)
  • Bir eylemi veya durumu yapmaya çalışmak: They are doing their best. (Ellerinden geleni yapıyorlar.)
  • Bir eylemi veya durumu yapma yeteneğine sahip olmak: I can do it. (Yapabilirim.)
  • Bir eylemi veya durumu yapma isteğine sahip olmak: I want to do it. (Yapmak istiyorum.)
  • Bir eylemi veya durumu yapma zorunluluğuna sahip olmak: I have to do it. (Yapmalıyım.)
  • Bir eylemi veya durumu yapma iznine sahip olmak: I am allowed to do it. (Yapmama izin veriliyor.)
  • Bir eylemi veya durumu yapma yasağına sahip olmak: I am not allowed to do it. (Yapmama izin verilmiyor.)

Do’nun Örnek Cümleleri

  • I do my homework every night. (Her gece ödevimi yaparım.)
  • She does not like to go to the movies. (Sinemaya gitmekten hoşlanmıyor.)
  • They are doing their best. (Ellerinden geleni yapıyorlar.)
  • I can do it. (Yapabilirim.)
  • I want to do it. (Yapmak istiyorum.)
  • I have to do it. (Yapmalıyım.)
  • I am allowed to do it. (Yapmama izin veriliyor.)
  • I am not allowed to do it. (Yapmama izin verilmiyor.)
  • What do you do for a living? (Ne iş yapıyorsun?)
  • I am a doctor. (Doktorum.)
  • Where do you live? (Nerede yaşıyorsun?)
  • I live in Istanbul. (İstanbul’da yaşıyorum.)
  • What do you like to do in your free time? (Boş zamanlarında ne yapmayı seversin?)
  • I like to read books. (Kitap okumayı severim.)

Yayımlandı

kategorisi