hate: ), (i.) nefret etmek Bir kimseye düşman olmak Nefret duymak Nefret, kin, düşmanlık. Nefret etmek, kin beslemek, iğrenmek, sevmemek, istememekDevamını Oku
abhor: Hor görmek, iğrenmek abhorrence (i) nefret Nefret edilen veya tiksinilen herhangi bir şey abhorrent (s) nefret uyandıran, iğrenç İle karşı,…Devamını Oku
departed this world: Bu dünyadan ayrıldı, bu dünyadan göçtü, öldü, vefat etti, hayatını kaybettiDevamını Oku
departing this life: Bu dünyadan ayrılma, bu dünyadan göçme, ölme, vefat etme, hayatını kaybetmeDevamını Oku
departed this life: Bu dünyadan ayrıldı, bu dünyadan göçtü, öldü, vefat etti, hayatını kaybettiDevamını Oku
nefret uyandırmak: Nefret etmesine neden olmak. Nefret etmesine sebep olmak: Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir…Devamını Oku
nefret etmek: Birine veya bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak Örnek: Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim. P.…Devamını Oku
horror: Dehşet, yılgı, korku Nefret, tiksinme, istikrah Dehşetli veya korkunç şey Dehşet, korku, nefret, nefret edilen şey, iğrenç kimseDevamını Oku
abominate: Son derece iğrenç kabul etmek, istikrah etmek, nefret etmek abomina'tion (i) iğrenme, istikrah, nefret İğrenç veya menfur şey Kötülüğe sebep…Devamını Oku
hateful: Nefret edilen, kötü Nefretle dolu, kötü niyetli, hatefully (z.) nefretle Nefret uyandıran, iğrenç, nefret doluDevamını Oku
hatefully: Nefretle, nefret dolu bir biçimde; nefret ederek, küçümser bir şekildeDevamını Oku
hatefulness: Nefret dolu olma, nefret, hiç hoşlanmama, düşmanlık, husumetDevamını Oku