Sözlükte ev sahibi kelimesinin manası:
- Evi veya konutu yasalara göre tasarrufu altında bulunduran, evin sahibi olan kimse, mülk sahibi
ev sahibi ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları
- landholder Arazi sahibi Emlâk sahibi. Toprak sahibi, mülk sahibi
- ev sahibi mülk sahibi, hani nerede bunun ilk sahibi Kişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kaptırmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir, zira mal mülk dünyaya ait bir şeydir.
- proprietor Mal sahibi, mülk sahibi, mutasarrıf Sahip, mal sahibi, mülk sahibi
- landlord Mucir kimse, emlâkini kiraya veren mal sahibi. Evsahibi, kiraya veren, mülk sahibi, arazi sahibi
- mal sahibi Bir malı, mülkiyeti altında bulunduran kimse. Bk. maliyesi
- laird ), (İskoç.) mülk sahibi. Toprak sahibi [İsk.]
- ev sahibi mülk sahibi Malı mülkü yüzünden kendini üzüntüye kaptırmamak ya da malı mülküyle övünmemek gerektiğini anlatır.
- own 2 -in sahibi/malı olmak: Do you own this house? Bu evin sahibi siz misiniz? kabul etmek, itiraf etmek.
- homeowner Ev sahibi Ev sahibi, evi olan kimse
- vehicle owner Araç sahibi, bir ulaşım aracının sahibi kimse, bir ulaşım aracı olan kişi
- beneficiary Faydalanan kimse, müstefit sahip Maaşlı papazlık makamı veya tımar sahibi. Yararlanan kimse; hak sahibi, lehtar
- mütemellik (Mülk. den) Mülk edinen, temellük eden. Malın sahibi olan.
- concessionaire Concessioner imtiyaz sahibi Fuarda bir satış yeri sahibi Temsilci, bayi. Ayrıcalıklı kimse
- arbiter Hakem, iki taraf arasındaki bir mesele hakkında kesin karar verme yetkisi olan tarafsız kimse: son söz sahibi. Hakem, yargıcı, söz…
- franklin Eski devirlerde ingiltere'de orta halli arazi sahibi. Arazi sahibi, halk tabakasından arazi sahibi