extremely

extremely

Anlamı:

  • Son derece, aşırı derecede, çok fazla
  • Son derece, çok fazla
  • Son derece, çok fazla

Örnekler:

  • He was extremely happy to see her.
  • It was extremely hot outside.
  • She was extremely tired after the long day.

extremely kelimesi, bir şeyin çok fazla veya çok yoğun olduğunu vurgulamak için kullanılır. Genellikle olumlu veya olumsuz bir anlamda kullanılabilir. Örneğin, “extremely happy” (son derece mutlu) veya “extremely tired” (son derece yorgun) gibi.

extremely kelimesi, “very” (çok) kelimesinden daha güçlü bir anlam ifade eder. Örneğin, “very happy” (çok mutlu) demek, “extremely happy” (son derece mutlu) demekten daha az yoğun bir duyguyu ifade eder.

extremely kelimesi, genellikle sıfat veya zarf olarak kullanılır. Sıfat olarak kullanıldığında, bir ismi niteler. Örneğin, “extremely happy” (son derece mutlu) cümlesinde, “extremely” kelimesi “happy” (mutlu) sıfatını niteler. Zarf olarak kullanıldığında, bir fiili, sıfatı veya başka bir zarfı niteler. Örneğin, “extremely tired” (son derece yorgun) cümlesinde, “extremely” kelimesi “tired” (yorgun) sıfatını niteler.

extremely kelimesi, İngilizce’de yaygın olarak kullanılan bir kelimedir. Konuşma dilinde ve yazıda sıklıkla kullanılır.

extremely kelimesinin eş anlamlıları şunlardır:

  • very (çok)
  • exceedingly (aşırı derecede)
  • immensely (son derece)
  • tremendously (son derece)
  • hugely (son derece)
  • incredibly (inanılmaz derecede)
  • unbelievably (inanılmaz derecede)

extremely kelimesinin zıt anlamlıları şunlardır:

  • slightly (biraz)
  • somewhat (biraz)
  • moderately (orta derecede)
  • fairly (oldukça)
  • quite (oldukça)
  • rather (oldukça)

extremely kelimesiyle ilgili örnek cümleler:

  • I am extremely happy to see you. (Seni gördüğüme çok sevindim.)
  • It was extremely hot outside. (Dışarıda çok sıcaktı.)
  • She was extremely tired after the long day. (Uzun günün ardından çok yorgundu.)
  • He was extremely angry at me. (Bana çok kızmıştı.)
  • I was extremely disappointed with the results. (Sonuçlardan çok hayal kırıklığına uğradım.)
  • The movie was extremely boring. (Film çok sıkıcıydı.)
  • The book was extremely interesting. (Kitap çok ilginçti.)
  • The food was extremely delicious. (Yemek çok lezzetliydi.)
  • The view from the top of the mountain was extremely beautiful. (Dağın tepesinden manzara çok güzeldi.)
  • The concert was extremely loud. (Konser çok gürültülüydü.)

Yayımlandı

kategorisi