füceten: Apansızın. Birdenbire. Ansızın. Hiç beklenmedik anda. (Osmanlıca'da yazılışı: füc'eten)Devamını Oku
mera: Otlak, çayırlık Örnek: Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı. Ö. Seyfettin Hayvanları otlatmaya elverişli, doğal veya yapay bir…Devamını Oku
defaten: Ansızın. Birden, aniden Örnek: Sönük bakan gözleri defaten parladı. H. R. Gürpınar Hemen, birdenbire ani olarak. Beklenmedik anda. Bir def'ada.…Devamını Oku
lat: İslamdan önce Arapların Kabe'de bulunan putlarından biri. (Osmanlıca'da yazılışı: lât) Yalamak. Yapışmak. (Osmanlıca'da yazılışı: lat' (lutû')) Sakınmak, sakındırmak. (Osmanlıca'da yazılışı:…Devamını Oku
feveran: Fışkırma, kaynama. Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama Örnek: Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik. H.…Devamını Oku
yüreği yerinden oynamak: Birdenbire heyecanlanmak ya da korkmak. Birdenbire heyecanlanmak veya korkmak: Odanın içinde birdenbire kızılca kıyamet kopmasın mı zavallı halamın yüreği yerinden…Devamını Oku
birdenbire: Ansızın Örnek: Birdenbire bulunduğumuz odanın kapısı açılıverdi. S. F. AbasıyanıkDevamını Oku
appear out of thin air: Dili birdenbire ortaya çıkmak, birdenbire peyda olmak, peydahlanıvermek, peydahlayıvermek.Devamını Oku