feel ne demek

Feel Ne Demek: Anlamı ve Kullanımı

“Feel” kelimesi, İngilizce’de çok yönlü bir fiildir ve çeşitli anlamlarda kullanılabilir. Genel olarak, “hissetmek”, “duymak” veya “algılamak” anlamına gelir. Ancak, bağlama göre farklı anlamlar da kazanabilir.

1. Hissetmek

“Feel” kelimesinin en yaygın anlamı “hissetmek”tir. Bu anlamda, fiziksel veya duygusal bir duyuyu ifade eder. Örneğin:

  • I feel happy. (Mutlu hissediyorum.)
  • I feel pain in my leg. (Bacağımda ağrı hissediyorum.)
  • I feel cold. (Üşüyorum.)
  • I feel tired. (Yorgunum.)

2. Duymak

“Feel” kelimesi, “duymak” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir ses veya başka bir duyusal uyarıyı algılamak anlamına gelir. Örneğin:

  • I can feel the music. (Müziği duyabiliyorum.)
  • I can feel the wind on my face. (Yüzümdeki rüzgarı hissedebiliyorum.)
  • I can feel the sun on my skin. (Güneşi tenimde hissedebiliyorum.)

3. Algılamak

“Feel” kelimesi, “algılamak” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir şeyi fark etmek veya anlamak anlamına gelir. Örneğin:

  • I can feel that something is wrong. (Bir şeylerin yanlış olduğunu hissedebiliyorum.)
  • I can feel that he is angry. (Onun kızgın olduğunu hissedebiliyorum.)
  • I can feel that she is sad. (Onun üzgün olduğunu hissedebiliyorum.)

4. Düşünmek

“Feel” kelimesi, “düşünmek” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir konu hakkında bir görüş veya fikir sahibi olmak anlamına gelir. Örneğin:

  • I feel that we should do something about this. (Bu konuda bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum.)
  • I feel that he is a good person. (Onun iyi bir insan olduğunu düşünüyorum.)
  • I feel that she is a talented artist. (Onun yetenekli bir sanatçı olduğunu düşünüyorum.)

5. İstemek

“Feel” kelimesi, “istemek” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir şeyi arzulamak veya özlemek anlamına gelir. Örneğin:

  • I feel like going for a walk. (Yürüyüşe çıkmak istiyorum.)
  • I feel like eating something sweet. (Tatlı bir şeyler yemek istiyorum.)
  • I feel like watching a movie. (Film izlemek istiyorum.)

6. Görünmek

“Feel” kelimesi, “görünmek” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir şeyin belirli bir şekilde görünmesi veya algılanması anlamına gelir. Örneğin:

  • This dress feels soft. (Bu elbise yumuşak görünüyor.)
  • This room feels cold. (Bu oda soğuk görünüyor.)
  • This food feels delicious. (Bu yemek lezzetli görünüyor.)

7. Olmak

“Feel” kelimesi, “olmak” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir şeyin belirli bir durumda veya koşulda olması anlamına gelir. Örneğin:

  • I feel good. (İyiyim.)
  • I feel bad. (Kötüyüm.)
  • I feel sick. (Hastayım.)
  • I feel tired. (Yorgunum.)

8. İfade Etmek

“Feel” kelimesi, “ifade etmek” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir duygu veya düşünceyi söz veya davranış yoluyla göstermek anlamına gelir. Örneğin:

  • I feel happy when I see you. (Seni gördüğümde mutlu oluyorum.)
  • I feel sad when I think about her. (Onu düşündüğümde üzülüyorum.)
  • I feel angry when I hear that. (Bunu duyduğumda kızıyorum.)

9. Dokunmak

“Feel” kelimesi, “dokunmak” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, bir şeye elle dokunmak veya temas etmek anlamına gelir. Örneğin:

  • I can feel the texture of the fabric. (Kumaşın dokusunu hissedebiliyorum.)
  • I can feel the warmth of the sun on my skin. (Güneşin sıcaklığını tenimde hissedebiliyorum.)
  • I can feel the cold wind on my face. (Yüzümdeki soğuk rüzgarı hissedebiliyorum.)

10. Hissettirmek

“Feel” kelimesi, “hissettirmek” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda, birine belirli bir duygu veya düşünceyi yaşatmak anlamına gelir. Örneğin:

  • I feel happy when I am with you. (Seninleyken mutlu hissediyorum.)
  • I feel sad when I think about the past. (Geçmişi düşündüğümde üzülüyorum.)
  • I feel angry when I hear that. (Bunu duyduğumda kızıyorum.)

Yayımlandı

kategorisi