fenestra

fenestra

İngilizce Anlamı:

  1. A window, especially a small one.
  2. An opening in a wall, roof, or other structure, especially one that is used for ventilation or light.
  3. A hole or opening in a membrane or tissue.
  4. (botany) A pore or opening in the epidermis of a plant, especially one that allows for the exchange of gases.
  5. (anatomy) A small opening in a bone or other hard tissue.

Türkçe Anlamı:

  1. Pencere, özellikle küçük bir pencere.
  2. Bir duvarda, çatıda veya başka bir yapıda, özellikle havalandırma veya ışık için kullanılan bir açıklık.
  3. Bir zar veya dokudaki delik veya açıklık.
  4. (botanik) Bir bitkinin epidermisindeki, özellikle gaz alışverişine izin veren bir gözenek veya açıklık.
  5. (anatomi) Bir kemikte veya diğer sert dokuda küçük bir açıklık.

Fenestra’nın Kullanımı:

  • The house had many large windows, which let in plenty of natural light.
  • The roof had a skylight, which provided ventilation and extra light.
  • The doctor made a small incision in the patient’s skin, creating a fenestra for the insertion of a medical device.
  • The plant’s leaves had tiny fenestrae, which allowed for the exchange of carbon dioxide and oxygen.
  • The skull had several fenestrae, including the orbits for the eyes and the foramen magnum for the spinal cord.

Fenestra’nın Eş Anlamlıları:

  • Window
  • Aperture
  • Opening
  • Pore
  • Orifice
  • Hole

Fenestra’nın Zıt Anlamlıları:

  • Closed
  • Sealed
  • Shut
  • Blocked
  • Obstructed

Fenestra’nın Örnek Cümleleri:

  • The fenestrae in the leaves of the plant allowed for the exchange of carbon dioxide and oxygen.
  • The doctor made a small fenestra in the patient’s skin for the insertion of a medical device.
  • The roof of the house had a skylight, which provided ventilation and extra light.
  • The house had many large windows, which let in plenty of natural light.
  • The skull had several fenestrae, including the orbits for the eyes and the foramen magnum for the spinal cord.

Fenestra’nın Tarihçesi:

Fenestra kelimesi Latince “fenestra” kelimesinden gelir, bu da “pencere” anlamına gelir. Kelime ilk olarak 13. yüzyılda İngilizce’ye girmiştir.

Fenestra’nın Kültürel Önemi:

Fenestra, mimaride ve sanatta önemli bir unsurdur. Pencereler, bir binanın içine ışık ve hava girmesini sağlar ve aynı zamanda dış dünyaya bir bakış açısı sunar. Pencereler ayrıca, bir binanın estetiğine katkıda bulunabilir ve binanın karakterini belirleyebilir.

Sanatta, fenestra genellikle bir sembol olarak kullanılır. Örneğin, bir pencere, özgürlük, umut veya aydınlanma sembolü olabilir. Pencereler ayrıca, iki dünya arasındaki geçişi veya bir karakterin iç dünyasını temsil etmek için kullanılabilir.

Sonuç:

Fenestra, mimaride, sanatta ve günlük yaşamda önemli bir unsurdur. Pencereler, bir binanın içine ışık ve hava girmesini sağlar, dış dünyaya bir bakış açısı sunar ve binanın estetiğine katkıda bulunur. Sanatta, fenestra genellikle bir sembol olarak kullanılır ve özgürlük, umut, aydınlanma veya iki dünya arasındaki geçişi temsil edebilir.


Yayımlandı

kategorisi