Türkçe sözlüklerde "Full" ifadesini detaylı bir şekilde araştırdık...
Kısaca "Full" ne demek?
-
Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak, çırpmak; bol bırakarak dikmek veya dikilmek
-
Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
-
Dolu
-
Meşgul
-
Boş olmayan, tutulmuş
-
Tok
-
Tam, tüm
-
Azami derecede
-
Met
-
Dolgun, büyük, şişman, iri
-
Tamam, bütün
-
Dolun (ay)
-
Kalın, pes (ses)
-
Bol, geniş
-
Tam, tamamen
-
Fazlasıyle, pek çok
-
Doğru
-
Yıkayıp çektirmek, yıkayıp büzmek
Full nedir? İlişkili sözcükler
- Full Fledged: Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak, çırpmak; bol bırakarak dikmek veya dikilmek devamı...
- Dolunay: Ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, bedir. Ay’ın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre. devamı...
- Full Blown: Tamamen açmış, tam gelişmiş devamı...
- Full House: Ful, ful olma, tamamen dolu olma, kapalı gişe devamı...
- In Full Agreement: Tamamen katılarak, sonuna kadar katılarak, tek fikirle devamı...
- Grind Down: Çektirmek, eziyet etmek, üzmek devamı...
- Shrink: Çekmek, küçülmek Fire vermek, kuruma veya dökülme yüzünden eksilmek devamı...
- Iyonik Bağ: Bir atomdan ötekine elektron göçmesi sonunda oluşan zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik çekim kuvveti. Bir veya daha fazla elektronun bir atomdan diğerine tamamıyla aktarıldığı kimyasal bağlanma çeşidi. devamı...
- Fullness: Dolgunluk; tokluk; kemal, olgunluk, tam oluş, bütünluk; şişmanlık in the fullness of time vadesi gelince, zamam gelince Doluluk, bolluk, çokluk, dolgunluk, şişmanlık, doymuşluk, tokluk devamı...
- Full Of: İle dolu devamı...
Full ne demek sözlük anlamı nedir sorusunu farklı sözlüklerden yararlanarak yanıtladık. Paylaştığımız bilgilerde eksik veya hatalı bir şey var ise, buraya tıklayarak bize bildirebilirsiniz.