göz eş anlamlısı

Göz Eş Anlamlısı: İfade

Göz, görme duyusundan sorumlu olan organdır. Gözler, ışığı algılayarak beyne iletir ve beyin de bu ışığı yorumlayarak görmemizi sağlar. Gözler, insan vücudunun en önemli duyusal organlarından biridir ve günlük hayatımızda çok önemli bir rol oynarlar.

Göz kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılan ifadeler şunlardır:

  • Bakış
  • Görme duyusu
  • Görme yetisi
  • Görme organı
  • Göz bebeği
  • Göz küresi
  • Göz çukuru
  • Göz kapağı
  • Göz kirpiği
  • Göz yaşı

Bu ifadeler, göz kelimesinin yerine kullanılabilir ve aynı anlamı ifade ederler. Ancak, bazı durumlarda bu ifadelerin kullanımı farklılık gösterebilir. Örneğin, “bakış” kelimesi genellikle bir kişinin baktığı yönü veya bakış açısını ifade etmek için kullanılırken, “görme duyusu” kelimesi genellikle bir kişinin görme yeteneğini ifade etmek için kullanılır.

Göz kelimesi, birçok deyim ve atasözünde de kullanılır. Örneğin, “gözden düşmek” deyimi, bir kişinin itibarını kaybetmesi anlamına gelirken, “göz göre göre” atasözü, bir şeyin açıkça ve net bir şekilde görülmesine rağmen önlem alınmaması anlamına gelir.

Göz, insan vücudunun en önemli duyusal organlarından biridir ve günlük hayatımızda çok önemli bir rol oynar. Gözlerimiz sayesinde dünyayı görebilir, renkleri ayırt edebilir ve nesnelerin şekillerini anlayabiliriz. Gözlerimiz ayrıca, bize derinlik algısı ve hareket algısı sağlar.

Gözlerimiz çok hassas organlardır ve onları korumak için dikkatli olmamız gerekir. Gözlerimizi güneş ışığından korumak için güneş gözlüğü takmalı, bilgisayar ekranına uzun süre bakmaktan kaçınmalı ve düzenli olarak göz muayenesi yaptırmalıyız.

İngilizce-Türkçe Sözlük ve Çeviri Sitesi İçin Örnekler

  • Göz: eye
  • Bakış: look
  • Görme duyusu: sense of sight
  • Görme yetisi: vision
  • Görme organı: organ of sight
  • Göz bebeği: pupil
  • Göz küresi: eyeball
  • Göz çukuru: eye socket
  • Göz kapağı: eyelid
  • Göz kirpiği: eyelash
  • Göz yaşı: tear

Örnek Cümleler

  • Gözlerimle gördüm. (I saw it with my own eyes.)
  • Bakışları çok keskindi. (His gaze was very sharp.)
  • Görme duyusu çok iyiydi. (His sense of sight was very good.)
  • Görme yetisi zayıftı. (His vision was weak.)
  • Görme organı hasar görmüştü. (His organ of sight was damaged.)
  • Göz bebekleri büyümüştü. (His pupils were dilated.)
  • Göz küreleri kıpkırmızıydı. (His eyeballs were bloodshot.)
  • Göz çukurları çökmüştü. (His eye sockets were sunken.)
  • Göz kapakları şişmişti. (His eyelids were swollen.)
  • Göz kirpikleri uzun ve kıvırcıktı. (His eyelashes were long and curly.)
  • Göz yaşları yanaklarından süzülüyordu. (Tears were streaming down his cheeks.)

Deyimler ve Atasözleri

  • Gözden düşmek: to lose favor
  • Göz göre göre: in plain sight
  • Göz ucuyla bakmak: to glance at
  • Gözünü kırpmadan bakmak: to stare
  • Gözünü dört açmak: to be on the lookout
  • Gözünü ayırmamak: to keep an eye on
  • Gözünü kapamak: to close one’s eyes
  • Gözünü açmak: to open one’s eyes
  • Gözünü dikmek: to stare
  • Gözünü kamaştırmak: to dazzle

Yayımlandı

kategorisi