Gratifying: Memnuniyet Verici
Anlamı:
- Hoşnutluk veya memnuniyet veren
- Tatmin edici
- Keyifli
- Sevindirici
- Mutluluk verici
Örnekler:
- It was gratifying to see the children so happy. (Çocukların bu kadar mutlu olduğunu görmek çok memnuniyet vericiydi.)
- The results of the experiment were gratifying. (Deneyin sonuçları tatmin ediciydi.)
- It was a gratifying experience to work with such a talented team. (Bu kadar yetenekli bir ekiple çalışmak çok keyifli bir deneyimdi.)
- It was gratifying to hear that my work had made a difference. (Çalışmamın bir fark yarattığını duymak çok sevindiriciydi.)
- It was gratifying to know that I had made my parents proud. (Ailemden gurur duyduğumu bilmek çok mutluluk vericiydi.)
Zıt Anlamları:
- Disappointing (Hayal kırıklığı yaratan)
- Dissatisfying (Tatmin edici olmayan)
- Unpleasant (Hoş olmayan)
- Unhappy (Mutsuz)
- Sad (Üzgün)
Gratifying Kelimesinin Kullanımı:
- Gratifying kelimesi genellikle olumlu bir anlamda kullanılır.
- Bir şeyin hoşnutluk veya memnuniyet verici olduğunu belirtmek için kullanılır.
- Bir şeyin tatmin edici veya keyifli olduğunu belirtmek için kullanılır.
- Bir şeyin sevindirici veya mutluluk verici olduğunu belirtmek için kullanılır.
Gratifying Kelimesinin Kökeni:
- Gratifying kelimesi, “memnun etmek” anlamına gelen Latince “gratificare” kelimesinden türemiştir.
- Gratificare kelimesi ise, “hoş” anlamına gelen Latince “gratus” kelimesinden türemiştir.
Gratifying Kelimesinin Eş Anlamları:
- Pleasing (Hoşnut edici)
- Satisfying (Tatmin edici)
- Enjoyable (Keyifli)
- Delightful (Sevindirici)
- Happy (Mutlu)
Gratifying Kelimesinin Zıt Anlamları:
- Disappointing (Hayal kırıklığı yaratan)
- Dissatisfying (Tatmin edici olmayan)
- Unpleasant (Hoş olmayan)
- Unhappy (Mutsuz)
- Sad (Üzgün)
Gratifying Kelimesinin Kullanım Örnekleri:
- It was gratifying to see the children so happy. (Çocukların bu kadar mutlu olduğunu görmek çok memnuniyet vericiydi.)
- The results of the experiment were gratifying. (Deneyin sonuçları tatmin ediciydi.)
- It was a gratifying experience to work with such a talented team. (Bu kadar yetenekli bir ekiple çalışmak çok keyifli bir deneyimdi.)
- It was gratifying to hear that my work had made a difference. (Çalışmamın bir fark yarattığını duymak çok sevindiriciydi.)
- It was gratifying to know that I had made my parents proud. (Ailemden gurur duyduğumu bilmek çok mutluluk vericiydi.)