grease ne demek

Grease: Yağ, Gres, Yağlamak, Yağlanmak

İngilizce Anlamı:

  1. Yağ, gres, yağlayıcı madde.
  2. Yağlamak, greslemek, yağlamak.
  3. Yağlanmak, greslenmek, yağlanmak.
  4. (argo) Rüşvet, para.
  5. (argo) Yiyecek, yemek.
  6. (argo) Saç yağı, saç kremi.
  7. (argo) Dans, eğlence.
  8. (argo) Film, televizyon dizisi, tiyatro oyunu vb.

Türkçe Anlamı:

  1. Hayvansal veya bitkisel yağlardan elde edilen, oda sıcaklığında katı veya yarı katı halde bulunan madde.
  2. Makinelerin hareketli parçalarının birbirine sürtünmesini önlemek için kullanılan madde.
  3. Yağlamak, greslemek, yağlamak.
  4. Yağlanmak, greslenmek, yağlanmak.
  5. (argo) Rüşvet, para.
  6. (argo) Yiyecek, yemek.
  7. (argo) Saç yağı, saç kremi.
  8. (argo) Dans, eğlence.
  9. (argo) Film, televizyon dizisi, tiyatro oyunu vb.

Örnek Cümleler:

  • The mechanic greased the car’s engine. (Tamirci arabanın motorunu yağladı.)
  • The food was greasy and unhealthy. (Yemek yağlı ve sağlıksızdı.)
  • He greased the palm of the official to get his work done. (İşini yaptırmak için memurun avucunu yağladı.)
  • I’m going to the diner to get some grease. (Yağlı bir şeyler yemek için lokantaya gidiyorum.)
  • She put some grease in her hair to make it shiny. (Saçını parlatmak için saçına biraz yağ sürdü.)
  • We went to the club to dance and have some grease. (Dans etmek ve eğlenmek için kulübe gittik.)
  • I watched the new movie last night. It was a real grease. (Dün gece yeni filmi izledim. Gerçekten çok eğlenceliydi.)

Grease ifadesinin diğer anlamları:

  • (argo) Para, rüşvet.
  • (argo) Yiyecek, yemek.
  • (argo) Saç yağı, saç kremi.
  • (argo) Dans, eğlence.
  • (argo) Film, televizyon dizisi, tiyatro oyunu vb.

Örnek Cümleler:

  • He greased the politician’s palm to get his project approved. (Projesinin onaylanması için politikacının avucunu yağladı.)
  • I’m going to the diner to get some grease. (Yağlı bir şeyler yemek için lokantaya gidiyorum.)
  • She put some grease in her hair to make it shiny. (Saçını parlatmak için saçına biraz yağ sürdü.)
  • We went to the club to dance and have some grease. (Dans etmek ve eğlenmek için kulübe gittik.)
  • I watched the new movie last night. It was a real grease. (Dün gece yeni filmi izledim. Gerçekten çok eğlenceliydi.)

Grease ifadesinin kökeni:

Grease kelimesi, Eski Fransızca “graisse” kelimesinden türemiştir. Graisse kelimesi ise, Latince “crassus” kelimesinden türemiştir. Crassus kelimesi, “kalın, yağlı” anlamına gelir.

Grease kelimesi, İngilizce’ye 13. yüzyılda girmiştir. Kelime, başlangıçta “yağ, gres” anlamında kullanılmıştır. Daha sonra, kelime “yağlamak, greslemek” anlamında da kullanılmaya başlanmıştır.

  1. yüzyılda, grease kelimesi “rüşvet, para” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu anlam, kelimenin “yağlamak, greslemek” anlamından türemiştir. Rüşvet vermek, bir kişinin avucunu yağlamak anlamına gelir.

  2. yüzyılda, grease kelimesi “yiyecek, yemek” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu anlam, kelimenin “yağlı” anlamından türemiştir. Yağlı yiyecekler, genellikle lezzetli ve doyurucudur.

Grease kelimesi, günümüzde “saç yağı, saç kremi”, “dans, eğlence” ve “film, televizyon dizisi, tiyatro oyunu vb.” anlamlarında da kullanılmaktadır.


Yayımlandı

kategorisi