Hamper: İngilizce ve Türkçe Anlamı
İngilizce Anlamı:
- Büyük bir sepet veya konteyner, özellikle yiyecek veya diğer eşyaları taşımak için kullanılan.
- Birinin ilerlemesini veya başarısını engelleyen bir şey.
- Birinin moralini bozan veya üzen bir şey.
Türkçe Anlamı:
- Büyük sepet veya konteyner.
- Engel.
- Moral bozukluğu.
Hamper Kelimesinin Kullanımı:
- “She carried a hamper full of food to the picnic.” (Pikniğe yiyecek dolu bir sepet taşıdı.)
- “The heavy snow hampered our progress.” (Yoğun kar ilerlememizi engelledi.)
- “The news of her illness hampered her spirits.” (Hastalığıyla ilgili haberler moralini bozdu.)
Hamper Kelimesinin Kökeni:
Hamper kelimesi, Eski İngilizce “hamper” kelimesinden türemiştir. Bu kelime, “engel olmak” veya “zorlaştırmak” anlamına gelen “hampian” fiilinden gelir.
Hamper Kelimesinin Eş Anlamlıları:
- Sepet
- Konteyner
- Engel
- Mani
- Moral bozukluğu
- Üzüntü
Hamper Kelimesinin Zıt Anlamlıları:
- Kolaylık
- Yardım
- Destek
- Mutluluk
- Sevinç
Hamper Kelimesinin Örnek Cümleler:
- “The hikers carried their supplies in hampers.” (Yürüyüşçüler malzemelerini sepetlerde taşıdılar.)
- “The traffic accident hampered our journey.” (Trafik kazası yolculuğumuzu engelledi.)
- “The loss of her job hampered her financially.” (İşini kaybetmesi onu maddi olarak zorladı.)
- “The news of her father’s death hampered her spirits.” (Babasının öldüğü haberi moralini bozdu.)
- “The team’s poor performance hampered their chances of winning the championship.” (Takımın kötü performansı şampiyonluk şanslarını engelledi.)
Hamper Kelimesinin Kullanıldığı Deyimler:
- “To be hampered by something” (Bir şey tarafından engellenmek)
- “To hamper someone’s progress” (Birinin ilerlemesini engellemek)
- “To hamper someone’s spirits” (Birinin moralini bozmak)
- “To be hampered by financial difficulties” (Maddi zorluklarla karşılaşmak)
- “To be hampered by health problems” (Sağlık sorunları yaşamak)
Hamper Kelimesinin Kullanıldığı Atasözleri:
- “A bird in the hand is worth two in the hamper.” (Eldeki bir kuş, çalıdaki iki kuştan iyidir.)
- “Don’t count your chickens before they’re hatched.” (Yumurta çatlamamışken piliç sayılmaz.)
- “A stitch in time saves nine.” (Zamanında yapılan bir dikiş, dokuz dikişi önler.)
- “The best laid plans of mice and men often go awry.” (Farelerin ve insanların en iyi planları bile sıklıkla ters gider.)
- “Hope for the best, but prepare for the worst.” (En iyisini um, ama en kötüsüne hazır ol.)