Hard
İngilizce Anlamı:
- Sert, katı, sağlam.
- Zor, güç, çetin.
- Sert, acımasız, zalim.
- Zor, anlaşılması veya yapılması zor.
- Çok, fazla.
- (müzik) Yüksek sesle, gürültülü.
- (bilgisayar) Sabit disk, sabit sürücü.
Türkçe Anlamı:
- Sert, katı, sağlam.
- Zor, güç, çetin.
- Sert, acımasız, zalim.
- Zor, anlaşılması veya yapılması zor.
- Çok, fazla.
- (müzik) Yüksek sesle, gürültülü.
- (bilgisayar) Sabit disk, sabit sürücü.
Örnekler:
- The rock was hard and difficult to break. (Kaya sertti ve kırılması zordu.)
- The exam was hard, but I passed it. (Sınav zordu, ama geçtim.)
- He was a hard man, but he was fair. (O sert bir adamdı, ama adil biriydi.)
- It was hard to understand what he was saying. (Ne söylediğini anlamak zordu.)
- He worked hard all day. (Bütün gün çok çalıştı.)
- The music was hard and loud. (Müzik yüksek sesle ve gürültülüydü.)
- He has a hard drive on his computer. (Bilgisayarında sabit disk var.)
Hard kelimesi, İngilizce’de çok sık kullanılan bir kelimedir. Farklı anlamlarda ve farklı bağlamlarda kullanılabilir. Bu nedenle, kelimenin anlamını doğru bir şekilde anlamak için, kullanıldığı bağlamı dikkate almak önemlidir.
Hard kelimesinin bazı eş anlamlıları şunlardır:
- Difficult (zor)
- Tough (zor)
- Challenging (zorlu)
- Demanding (zorlu)
- Strenuous (zorlu)
- Rigorous (zorlu)
- Arduous (zorlu)
- Grueling (zorlu)
- Taxing (zorlu)
- Exacting (zorlu)
Hard kelimesinin bazı zıt anlamlıları şunlardır:
- Easy (kolay)
- Simple (kolay)
- Light (kolay)
- Gentle (kolay)
- Mild (kolay)
- Soft (kolay)
- Smooth (kolay)
- Effortless (kolay)
- Painless (kolay)
- Trouble-free (kolay)