high ne demek

high

Sıfat

  1. Yüksek, uzun, dik.
  2. Üst, yukarıdaki.
  3. Önemli, değerli.
  4. Güçlü, etkili.
  5. Sarhoş, uyuşturucu etkisi altında.
  6. Mutlu, neşeli.
  7. Pahalı, yüksek fiyatlı.
  8. Zor, zorlu.
  9. İleri, gelişmiş.
  10. Büyük, geniş.

Zarf

  1. Yüksek sesle.
  2. Hızlı bir şekilde.
  3. Dikkatli bir şekilde.
  4. Önemli bir şekilde.
  5. Güçlü bir şekilde.
  6. Sarhoş bir şekilde.
  7. Mutlu bir şekilde.
  8. Pahalı bir şekilde.
  9. Zor bir şekilde.
  10. İleri bir şekilde.

İsim

  1. Yükseklik.
  2. Üst kısım.
  3. Önemli şey.
  4. Güçlü şey.
  5. Sarhoşluk.
  6. Mutluluk.
  7. Pahalılık.
  8. Zorluk.
  9. İlerleme.
  10. Genişlik.

Fiil

  1. Yükselmek.
  2. Üstüne çıkmak.
  3. Önem kazanmak.
  4. Güçlenmek.
  5. Sarhoş olmak.
  6. Mutlu olmak.
  7. Pahalı olmak.
  8. Zor olmak.
  9. İlerlemek.
  10. Genişlemek.

Örnek Cümleler

  • The bird flew high in the sky. (Kuş gökyüzünde yüksekte uçtu.)
  • The mountain is high and steep. (Dağ yüksek ve diktir.)
  • The price of the car is too high. (Arabanın fiyatı çok yüksek.)
  • The drug made him high. (Uyuşturucu onu sarhoş etti.)
  • He was high on life. (Hayattan çok mutluydu.)
  • The task was high and difficult. (Görev zor ve zordu.)
  • The country has made high progress in technology. (Ülke teknoloji alanında büyük ilerleme kaydetti.)
  • The room was high and spacious. (Oda yüksek ve genişti.)

Türkçe Anlamı

  • Yüksek
  • Üst
  • Önemli
  • Güçlü
  • Sarhoş
  • Mutlu
  • Pahalı
  • Zor
  • İleri
  • Geniş

Yayımlandı

kategorisi